33
Yorum
90
Beğeni
5,0
Puan
2402
Okunma


Narin bir sızı K/adınca
Ne sana sevda anlatacak sözüm
Ne de sana yalvaracak özüm kaldı
Yanıp kavrulurken senin ateşinle
Her sabah yeniden doğardım senin güneşinle.
Ayrı alfabelerden yazıp
Ayrı kitaplardan okusak da
Sevdanın lisanı aynı sancısı ayrıydı
Bazen sen sözcüklerinin namlusuna bir kurşun sürer
Ve o kurşunla beni milyon kez vururdun
Bilirdin sana kızsam da kıyamadığımı
Bilirdin de
Yinede zulmederdin
Saçlarındaki ellerime
Zamanla pazarlığımız vardı
Ve tüm âlemler seni sevmelerime dardı
En güzel dizeleri yazmak geçerken içimden
Kalemimi kan tutar
Hasretini katlederdim heceler boyu.
Katıksızdı acılarım
Sensiz olmaksa tuzlu yaraydı içimde
Ve ben merhem diledikçe senden
Sen yaramın tuzu üstüne tuz basardın yeniden
Mahkûmuyduk yalanların yalancılıkların
Bu günü konuşurken yarını düşünmezdik
Ruhumuzu ortaya koyar
Aşkımızı boğazlardık
Bir sözcük için kendimizi yorar
Ve seviyorum diyemezdik
Şimdi değip geçerken yüreğimize sevdanın karası
Sevdikçe açılır oldu aşkımızın açık yarası
Ne kederimiz eksik şimdi öğünümüzde
Ne de huzur bulabildik ince sızılı günümüzde
İçimiz alev alev yanarken,
Göz göz yaralarımız ılgıt ılgıt kanarken
Biz suspus olur
Gurur dağlarına tırmanırdık.
Çağlayan nehirleri kurutur
Aşk dolu şiirleri unuturduk
Ve bilirdik yüreklerimizin ilacını
Bilirdik de
Yine de dal dal kırardık sevda ağacını
Ne Sana sevdamı anlatacak sözüm
Ne de yollarını bekleyen gözüm kaldı.
Son şarkı çalarken kulaklarımda
Son çayımdır elimdeki
Ve son yolculuğa meyilli ayaklarım
Son kez taşırken yorgun bedenimi
Sana kızıp kıyamasam da
Gidiyorum artık senli bu şehirden
Ve güvercinlerimi
Ve yağmurlu günlerimi
Ve senli dünlerimi
Sana emanet ediyorum!
Ve gidiyorum.
Hüzünlükent Narin
5.0
100% (50)