13
Yorum
47
Beğeni
5,0
Puan
688
Okunma

Sen beni bırakıp gittiğin günden beri
Tutsak yağmurlar düşer bu şehrin üstüne
Her damlasında yokluğunu giyinir.
Sen diye,
Çiğ tanesi büyütürüm kirpik uçlarımda.
Bazı geceler
Rüyalarım da, bana aşka dair acılarından bahsediyorsun
Acınası Halimi unutup...
Hem banane ki, senin aşklarından
Gelme rüyalarıma, bölme uykularımı.
Geleceksen gel ama
Seni anlat.
Beni, bizi, heba olan sevgimizi anlat...
Kalemim elim de
Son demin de yine hüzünler
Aklım da yarım yamalak heceler
Sayfa sayfa seni yazsam harfler
gücenecek
Susayım diyorum kelam incinecek.
Farzet ki, bir bulutsun gözlerimden yağan
Bazense, anlamını bilmediğim bir cümlesin, dudağımdan akan.
Bunları boş verde
Konu sen olunca
En sevdiğim kokusun
Ciğerimden başlayıp genzimi yakan...
Seni sevdiğim için
Bazen pişmanlıklar içinde
Sokağa atıyorum kendimi.
Seni evde unutmak istiyorum ama
Ne mümkün.
Nereye gitsem yanıma da götürüyorum.
Sen yine ellerimi bırakıyorsun
Deli divane olmuşcasına
Sararıp solmuşcasına
Dalına tutunamayan bir yaprak misali savruluyorum oradan oraya.
Düştüğüm yol çetin
Yüreğimdeki yolcu yorucu
Alnıma yazılan kader
Bağrıma oturan keder yorucu.
Adaklar adadığımız.
Mor çiçekli, akasya ağacının dallarına
düşüyor adımlarım
Dileklerimi asmak yerine, hayallerimi asıyorum.
Seninde beni sevmiş olma ihtimalini düşünüp
Kendimi sevmeye çalışıyorum.
Bomboş kalan ellerimle
Annesini özleyen bir çocuk misali
Kendi kendimin boynuna sarılıyorum.
Bazen de aptallık yaptığımı düşünüp
O çocuğa darılıyorum.
Usul usul okşadığın
Her teline ömrümü veririm dediğin
Saçlarımı kesiyorum.
Özür dilerim sevdiğim
Nefesimi kesemedim ya.
Saçlarımı kesiyorum özür dilerim.
Her sabah uyanır uyanmaz
Dar koridordan boğula boğula
Aynaya bakmak için koşuyorum.
Gün be gün, saniye saniye
Seni beklediğim gibi
Saçlarımın uzamasını bekliyorum.
Aynaların aydınlık tarafına değil
Kendimi göremediğim için
Arkasına bakıyorum.
An be an dilsizliğim isyan ediyor
Çığlık çığlığa, duvarlara çarpan, sesimin yankısı ile dertleşiyorum.
Dilimin kılıcını
Kavlime inat, kalbime batıyorum.
Aşk diye su yerine zehir içip
Kan revan acılarımı kusuyorum.
Bazense kendime teselli veriyorum
Sevmiştir be diyorum
Belki de sevmiştir?
Gözlerimden akan yaşlarla
İçimin karamsarlığını kutsuyorum.
Arda kalan damlaları avuçlarıma toplayıp
Yüzümü gözümü yıkıyorum.
Zamanı pek kovalamıyorum
Sabah özlemlerin ayakuçlarıma dökülüşü
Gün batımları hasretin rengi..
Ayın başı veya sonu
Hiç ilgilenmiyorum
Benim sonum belliyken
Bunlara kafa yormuyorum.
Gelmeyeceksin biliyorum
Yine de dönüşüne kurdum tüm saatleri
Yelkovan gözümün içine batarken
Akrep solumda ilerliyor.
Hangi mevsimdeyim, onun da pek bir anlamı yok.
Sonbahar veya ilk bahar
Ağustos veya Güz
Ne fark eder?
Mevsim zemheri, daima kara kış.
Ayaz.
Tıpkı senin yüreğin gibi...Buz.
Üşüyorum bu yalnızlıkta
Yangın yeri yüreğimle
Dibine karanlık bir mum misali
İçime içime eriyorum.
Ve ben seni sensiz de seviyorum
Hüzünlükent Narin
5.0
100% (23)