10
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
192
Okunma

Huzursuz bir şehir gibiyim.
Ya içimde bir şeyler kayıp
Ya da ben kaybolmuş biriyim.
Buzdan kaleleri olan
Bembeyaz bir gökyüzü altında
Yavaşça uyanıyor umutlarım.
Soğuk bir şehrin garip kadını olsam da
Kalbimin sıcak sesi
Aceleci adımlarla sana doğru yola çıkıyor.
Otağını kuruyor aşk
Yüreğimin her köşesine
Sokak lambaları ilk ışığını
Buz gibi kaldırımlara serpince
Şehrin üstüne gece
Hayalime sen düşüyorsun.
Karanlıklar içinde mevsimini şaşmış
Bir ateş böceğinden
Üşüyen hayallerime
Bir tutam sıcaklık toplamaya çalışıyorum.
İçimde kimseye söyleyemediğim bir utanç var
Söylersem vurguna uğrayacakmışım gibi
Endişeli bir korku dolaşıyor aklımın kıvrımlarında
Sahipsiz bir banka oturup
Yalnızlığın hüküm sürdüğü içimin sokaklarında
Senli acılarımı gezdiriyorum.
Biliyorum
Ömrüme yazılan uzun bir kader destanı bu
Acılarım, zaman aşımına uğramayan acılarım
Yakamı bırakmayan acılarım
Kurtulmak istesem de
Hepsi gerçeklerim kadar asıl ve asildi.
Çok erken tutuşturdu kader kalemi elime.
Ve hüznümün beni parçaladığı dehlizlerden
Yürümemi istedi.
Dudaklarımdan kaç isim döküldü toprağın bağrına saymadım sayamadım.
Oysa ben de topraktan gelmiştim.
Bir yara ki içimdeki
Merhem kabul etmez
Deva istemez
Diğer yarım sol yanım
Sahibi Hak
Tabibi yar
Yokluğunda büyük özlemler taşıdım
Kuş tüyü yataklarda değil
Deve dikeni yastıklarda sabahladım
Kaç fersah ötende kaldım bilmiyorum
Sana kızmak bile
Her dinde sessizce kabul edilen bir ayin gibiydi
Çünkü böyle gidişler
Yalnızca yüreği karanlık adamlara yakışırdı
Her gidişin bir hikâyesi olur derler
Seninki, hiçbir kutsal kitaba, sığmayacak kadar
merhametten yoksundu
Her ne kadar lanetlenmiş olsa da
Firavun bile kendi kavmine yapmadı
Senin bana yaptığını
İçimde dolaşan ince bir sızı var şimdi
Ne ölçü tanır ne sınır
Dokunduğu her yeri biraz daha yaralıyor
Kimse bilmedi, kimse görmedi
İçimde nasıl bir yangın büyüttüğümü
Uyumak, ya da uyumaya çalışmak
Kendime verebildiğim en büyük teselli oldu
Ben herkesin bildiğince diri
Kendimce yaşarken ölen biriydim
Gördüm sayende
Güz görmemiş bahçelerde solan çiçekleri
Yağmuru unutmuş kırgın bulutları
Baharı bekleyen yapraksız ağaçları
İçinde kimsesi olmayan mevtasız mezarları
Gördüm sayende
Allah sana da bana da rahmet eylesin.
Sardunyaları sakın saksılara hapsetme...
Bırak begonyalar özgürce boy versin toprağımızda.
Zira sen de bilirsin
Benim ruhum annemden önce
Bu dünyada olgunluğa erişmişti.
Sen de bilirsin.
Hüzünlükent Narin
5.0
100% (13)