6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1500
Okunma

Permeperişan bir halde yine her akşam
Kan ter içinde kıvranırken
Düştükçe düşerim
Düşlerimin hüzün kokan sonsuzluğuna
Bilirsin
Asırlardır böyleyim
Apansız gidişinden sonra
Beni benden edişinden beni senden edişinden sonra
Aynaların karşısında hep yine kendime çatarım
Sana göre
Yaktığın ağıtların sebebi benim
Benim bütün mevsimlerin kışa dönmesinin sorumlusu
Oysa ben senin için, anbean ölenim
Alevlerin o yangınların, o harın
Hiç korkmadan yürürüm üzerine
Yangının ortasında seni ateş gibi ellerimde tutarım
Yüreğim hiç eğilmedi, ben hiç bükülmedim
Yalancı baharlardaki
Sarhoş yapraklar gibi hiç dökülmedim bilirsin
Ve unutma
Bunlar senin sözlerin:
Simsiyah efkarlardaki
Gözlerimi yakma, bana öyle bakma
Ben eski tarihlerden kalma bir gemiyim
Şahitsiz fırtınalardaki
Küçücük bir dalgayla devrilir batarım
Asit yağmurları altında ıslandım
Bakır rengi göklerin
Dağlara yaslandım sanma uslandım
Sonuna varmadan ereklerin
Kayıp kentlerdeki hallaçlar misali
Ya gözlerini gözlerime katarım
Yada aklımı atarım
Muhammed Mehmet GÜL