23
Yorum
82
Beğeni
0,0
Puan
2522
Okunma


üç düğüm attım
ve ipimi saldım
dilimde otuz sekizlik revolver
müstehcen gözlerimde buğulu sanrı
lanetli bir bulut kafamın üstünde gangster
fasonlu ellerimde anonim bir ç.ağrı
çekmecesinde saklamış kanlı çorabının tekini
dünya ahiret acımsın!
demiş melankolik sabrına
siz öldünüz
ve geri kalanlar
başımız sağ olsun arkadaşlar!
ters düz olmuş hayatın
bayat ekmek arası
g.azap hüzünleriyiz
zo vi du bist
zo vi iş bin
bizi ölüme her gün biraz daha alıştıran
dili suspus
kalbi tuz buz
gramajlı öpücüklerin
bir gıdımlık tortusu
boynumuzdan kopartılan
yarasına üfleyen leylim kadın
sana da merhaba!
arkandaki enkaz ve müstakbel acınla
düşersin her gün bahtsız yollara
babam t.ufoya gelip beni sana verecek diye
çok korktum biliyor musun?
düşündüm de
bizden bi cacık olmazdı murtaza!
sen tefeci bir buzdolabı
ben’se mutfak robotunun yedek bir parçası
evin kıytırık köşesinde kımıltısız dururken
bağ kur’un emekli maaşıyla
kıt kanaat geçinen iki komün cümleyi
s.empatiyle aramıza alıp hiç konuşturmadan
aç susuz bırakırdık dımdızlak ortada
üzgünüm tanrım!
kalbimin en hassas yerine
işaret parmağının ucuyla dokunup
gösteremiyorum haritada sana
kefeni on kere yırtmış olan cesaretim
ayaklarımda patlamaya hazır
nükleer füzyon santrali gibi dururken
beton uyluklarımın arasında
duman altı metruk bir şehirden
vücudu yarı felçli kuşlar
imtiyazlı mezarlarına havalanıyor
ben kafesteki prestijli öfkemi serbest bırakıyorum
sen’se tutup elime bombalı yüreğini veriyorsun
bu da bir şey mi diyorum kendi kendime
kırılmanın sesi olsaydı
evdeki sağır eşyaların da haberi olurdu
mermilerle nasıl seksek oynadığını
çocuklarla bu cömert toprakların
m.g
şiiri güne getiren seçki kuruluna ve vaktini ayırıp okuyan ve yorumlarıyla değer katan herkese;
teşekkür ve sevgimle...