3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1333
Okunma

4 yıldan beri gururla ve huzurla görev yaptığım Bingöl ilinin Solhan ilçesinde, günübirlik bir gezi düzenleyerek gittiğimiz Şerafettin Dağlarının eteğindeki halk ağzıyla Avmasi Yaylasına bir güzelleme bıraktım.
Bulutlarla dans eden bir çocuk türküsü
Elinde bir avuç tiftik, yokluğun öyküsü
Bir nağmenin elma yarısı
Bingöl dağlarının sancısı
Bana ait nem var ise
Süpürür dağdan esen deli yel
Kervanlara nalbant olan kaderimi
Bir sevda yeli gibi süpürür gider
Beşikten doğar doğmaz koşmuşum sürü peşine
Hiç alışık değilim sahile manzaraya güneşe
Yüküm bir çift mutluluk kokusudur
Pınarlardan gözelere bak da dur !
Arklar arasından depreşir buğdayım
Bereketli bir masivanın eşiğindeyim
At üzerinde yürür gibi geçerken ovaları
Önümde küheylandır Şerafettin Dağları
Garip adım benim yoksul köylü çocuğuyum
Konup göçerken adımı unutmuşum
Kaleme kitaba hasret iken gözlerim
Şu Avmasi yaylasında yoğrulmuşum
Bana bırak ben seçeyim elimle kuzuları
Sonra körpe bir sesle inletsin ovaları
Temiz bir su içerken sen şişeden
Benim ne gündüzüm belli ne geceden !
Zayıf bir tuz kokusu alırım
Taşlar arasında biterken diğer yarım
Kuşların kanadına gölge çizer dağlarım !
Şahinlere gövde olur yüreğim
Çağır beni ben de geleyim !
Kilim dokurken öbek öbek
Bir ıslık çağrısında toprak bebek
Cemre düşerken kanadına kelebek
Tılsımlı gecelerin yıldızlarında
Ağlarım kervan yükü çekerek
Bir sevdanın son günüydü belki
Seni gördüğüm gün hasretle baktım ellerine
Çobanıl bir mevsimi koklaya koklaya
Ellerimle izlerini yoklaya yoklaya
Veda ettim sanki öp öz yaylaya
Suların kaynağı dağ arasında iki taş oyuğu
Kamaşır yüreğim güneşle arar bir yudum suyu
Yılkı atları gibi melodiler sancıyla bulur konvoyu
Sana benzemek ne kelime küheylan !
Özlemdir senin gibi olmak her an !
Mavi bulutları çek içine
Ger göğsünü dağlara
Bal kokan ovalara
Taşların gerdanlarına
Zindandan ağır bir dikçe yazıyorum
Bingöl’ün hür ve mağrur çobanlarına !
Bizler dört duvarlı pencerelere ilham çağırırken
Sizler güneşi içer yıldızları ekersiniz yüreğinize
Kilit nedir bilmez yüreğiniz
Haset kibir hiç görmedik !
Çağırır bizi hazin bir fitik !
Sonra katık eyleriz tandıra
Modern kurşun yemiş gövdemiz kana kana
Hasreti çeker yana yana
Çoban kardeşlerimi görmeden gidemezdim elbet
Durma sen de iftihar et !
Şükür et her yudumuna
Ağla ve hüzünlen yedir gururuna
Özgürlük dediğin nedir senin ey yaban !
Koşabilir misin sokaklarda her an
Çocukların ışıklar ile göremez iken karanlıkları
Yaylalarda türküler süsler yıldızları
Şimdi hüzün dolarken içime
Gitme vakti gözlerime
Yüreğime
Sancılar koyarken bir çoban
Ateş değildir bu yüreğimdir yanan
Şehirler sokaklar caddeler koca bir yalan
Dur gitme ihanet etme şimdi küheylan !
Ben sevdamı yazmandaki mor renkli çiçeklere adadım
Balıkları heybeme koyarken gördüm seni küheylan
Al akıtmanda bir lokma gibi duran
Namusumdur bundan sonra gök gözlü çoban
Bir tek ben miyim böyle ?
Bingöl yaylalarına hasret kalan...
5.0
100% (4)