tutsak bir dalgasını serbest bırakan deniz
mavisine can yongasını katmıştır
kar etekli mor dağlardan
iki dirhem buğday başağı gibi
maviye ulaşmanın heyecanı

yokluk bir çemberin içine gizlenen
şarkının nağmesinden çıkıp gelerek
lalelerin bam teline dokunan
vicdansız bir tebessüm gibi
aralıyor kilitlerimi

duman renkli kayıklar
sahildeki deniz yıldızına yakın
adalardaki yudum yudum
tavşan gözlü şaraplara inat
göz kırpıyor sensizliğe

gün batımını içiyor kayalar
kirpiklerinden toz pembe ruh damlar
kasırgalara meltemdir
yüreğe açılan her yelken

bu sefer öyle olmadı
kimse ayrılmadı limandan
kokunu içime çeke çeke
kırmızı şalından
öteye geçmedim

vardın o an
işte meltemle kanım kaynadı
ne bileyim
türküler söyledim kulağına
öptüm durdum

bu sefer ihaneti yudumladım
baldıran baldıran
kurşunlar içiyordum
ihanet kör anarşist
ben sevdama yenik düştüm

sigara ateşi renginde bulutlar
ufka doğru merhaba diyor her nefesimde
soğuk bir yangın yerine çevirdi
küllerinden yaptığım heykeller beldesinde

çifte kavrulmuş aşkın lezzetidir
seni bana kilitleyen
kaşlarından ötede ufuk çizgisidir
mavi gözlerini ruhuma çizen

üzülüyorduk
batışında her bir geminin
ağlıyorduk masumca
bir şarkının nağmelerine
bin mânâ yükleyip
ovalıyorduk gözlerimizi

güzeldik itiraf etmem gerekirse
limanlarda limon çiçekleri kokuyor
bilirsin ben çok severim
mürekkebimi örten
kokusuz elvan saçlarını

yüreğime çisil çisil ektiğin rüzgar
durmaksızın tırmalıyor işte
sevme eylemini
öğrendiğin gece
denizden bir yudum iç !

mavi.. kara.. morcivert
külümü yeni bahara ört
sensiz kardelen yaklaşır
seninle lavanta ruhuma kement

haydi uğurlar olsun
biletini kestiğim gece bu gece
şafağa söyle akrebi kudurtsun
âfitaba dargınım bu gece

YÜREĞİN yok senin
sevemezsin
Kalbin söylese de
Geçit vermez dilin

Kim bilir kimin koynunda
mum gibi eriyorsun
ıslak hayallerinde gurur kalmamış
bu gece beni çağırıyorsun

senin defterin kapandı bu gece
şiir mi ? ona gelince
sana biriken son kinime
motif motif çizdi

onulmaz yaraları
kalemimden çekti gitti...