Rahat durmuyor rüzgarın uğultusu
Yağmur şimdilik öpüyor anlımı
Bastondan damlıyor kelimeler
Ağır ağır ve dupduru

Sen ıslık çalan flüt
Yorgun ve gül
Pervazın aradığı utanç
Elimde çocukluk dondurması
Tebeşir konuşuyor parmağımda

Gümüş testide mavi sular
Allahın konuş kavlince konuşuruz
Aşkaver cümleler kuruyoruz
Medeni kervanlara su verelim
Develere su verelim
Ekmek diye bağıran karanlıklara
Yıldız arası iki dilim ay parçası
Toprağa bassın ayaklarımız

Akdenizin ortasında rüzgara çarpar dilim
Tuzlu kekrek sinsi hoyrat her yerdeyim
Can havli filikada, güvertede yeminler
Ben gitmeliyim gitmeliyim

Tülbent üstünde buğday tanesi
Kırkambar testisi
Eliften kaddini esmer dudaklarını
Beyrutta öpmüşüm

Rahat durmayan rüzgara söyleyin
Çam kokuyor balkanlar
Kadınlar bereket doğrursun
Alnıma aşk koymalıyım
Öpmeliyim gizil destanları
Atlara aşık olalım beyler
Atlar bize şah verir can verir
At üstünde aşk verir kadın
Oğul verir soy verir

Rüzgar ellerimi döllemiş
Kalemimden dökülen mürekkep
Gül dikeninden çekilmiş sürmeler
Bülbül çocukluğumda değil
Balkonda yas tutuyoruz hep beraber
Kaybedilen zamanın ülkesine
Bir gün mutlaka şiir yazacağız
Şol katiplerin kanatlarında
Aşk, merhamet ve sadakatle

Ben seni cumbalı evlerde okuyorum
Ayaklarını gıdıklıyor karıncalar
Aşkı pervazdan izliyorum
Taş sokakta at arabası yuvarlanıyor
Annen süt satıyor mahalleye
Ekmekte küf kokusu var
Biraz daha bağlanıyorum
Üsküdar Atikvalde’ye
Sakallarımdan yağmur suları damlıyor
Bu şehir bulutları sıkıp damıtır
Ellerimdeki kül renkli bacalar
Kömür koktukça
Kuşlar yas mevsiminden çıkmaz
Ben rüzgar kokusunu seviyorum
Balkan ve Afrika kokan parmakları
Elimin uzadığı yerlere gidiyorum
Gözlerimde mayhoş tadı kaldı İşkodra’nın Manastır’ın

Rüzgar benim devletimi getirir burçlarıma
Minarelerimde ezan sesine karışır
Bir başka seda ile seslenir zamana
Ufka doğru ağır ağır