1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1417
Okunma
"... İki vakte kadar bir adam öldüreceğim
Evleneceğim sonra.
Bir cesedi tek başına taşımak zor iştir çünkü ve aşk, karşılık bulmayan iki sevgi...
Mahsustan yanlış yerlere bakacağım, çiçeklere değil vazolara şiirler yazacağım..."
Alper Canıgüz / Kan ve Gül
Parmaklarının ucunda sürgün veren bu deniz
Seni maviye boyarken, benim yarama tuz basıyorsa
Biraz da utansın artık kafiyesinden şiir
Kör balıkçı tamamlasın artık ezgisini
Kör bıçak bulsun artık doğru damarı, eti, kemiği
Aynı yerinden kırkıncı defa kırılan bu kaleme
Bu boş şarjöre
Bu tutuk mürekkebe
Bir lahza mavi sür artık
Şifa niyetine…
Şehirdeki tüm evleri dolaşıp
Seni sorasım var
Bulmak için değil…
Bahçesindeki güllerden utansın diye kadınlar
Kahvesindeki telveden korksun diye falcılar
Bir çiçeği, bir fesleğeni hatırlatsın diye çocuklar
Bir falda çıkasın diye üç vakte kadar…
Senin eksik kaldığın zaman boşluklarına
Ne kadar yelkovan varsa
Akrebi soksun diye
Zehrini akıtsın diye
Tüm meyhaneleri dolaşıp
Seni içesim var…
Bu defa ölmeni değil, gülmeni istiyorum
Yitirdiğim ne kadar kinaye
Ne kadar söz varsa
Akordunu bozduğun kaç yürek, kaç saz varsa
Bestesine küs ne kadar şarkı varsa
Gel ve bul
Üç vakte kadar…
Bırak son kez adınla başlayayım cümleme
Yüzünü son kez tavaf etsin gözlerim
Ağzımı son bir kez ağzınla mühürle sonra
Muhtaç kalsın dilim bir damla ağuna
Ve kırkta birini bırak sızının
Zekatı olsun ayrılığın…
Tecridi tanıdık baharlara…
Kime kıyam ederse etsin kalem
Kime secde ederse etsin kağıt
Gözlerini yolsam mabedsiz bir din kalır
Ayna sırsız
Ekmek tuzsuz
Ciğerdeki sızı uykusuz
Bir şairin cenaze namazı kadar anlamsız
Ve tüm martılar işsiz kalır
/.../
Oysa zaman hep aleyhime işliyor cinayetlerini
Avuçlarıma parmak izini bıraktığından beri
Tetikler uykusuz...
Mermilerin suçu yok
Gözlerin iki el silah sesi..!
5.0
100% (7)