5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1165
Okunma
Yirmi beş adım gibi onca yolu yürüdüm
Göz açıp kapayınca... Kirpiklerim boyunca...
Aç kaldığım sofraya çeyrek asır koyunca
Arkamdan sevda yükü yüreğimi sürüdüm
Ne anlayan bulunur, ne anlatan hayatı
Sığdıramadığımız, sığmadığımız kafes!
Naftalin kokusuyla içime dolan nefes
Durmaksızın eskitti bu küf tutan suratı
Duvarlarda aynalar; sırlarıma erişti
Paha biçilmez sırlar; hep yirmi beş kuruşluk!
Hazinem istif istif, yıkılır; tek vuruşluk!
Beni ayakta tutan gönlü tutan kirişti
Düşünmeyi öğrendim, olabildiğince saf
İyiyken kaybetmeyi, kötülerden öğrendim
Kimi zaman dünyadan irin irin iğrendim
Şükretmeyi öğrendim: Bana kar kalan evsâf
Susmayı da öğrendim haksızlık karşısında
Öğrendim şu dünyanın ne çetin olduğunu
Zamanla çiçeklerin vazoda solduğunu
Öğrendim; şu “al gülüm ver gülüm” çarşısında
Hayatın sefasını sür diyorlar süremem
Bir an olur gelirse haber; iki alemden
Lev-i mahfûzda kayıt; ilahi bir kalemden
Defterini elinle dür diyorlar düremem
Çıkmaz sokaklarında yoldan bîhaber yolcu
Yorgun nefes soluklan geri dönülmez yokuş
Bu dünyanın kaderi sonunda değiş-tokuş
Tez davranma seyahat hep teker teker yolcu!
Çevirirsem başımı gülmeyen bir surata
Tebessümle süslerim yüzümü; çiçek çiçek
Karanlıkları ayan semâda binbir fişek
Gözlerimin ucuyla uzanırım sırâta
Güzellik gören gözde, iyi bakarsan eğer
İyiliği görürsün, gözlerinin ferinde
Aşkın doğduğu yerde, lâle bahçelerinde
Hayatın yorulmaya ve yaşamaya değer
“Düşenin dostu yoktur”, sen dost ol düşenlere
Dostluk kapısındaki son emektar bekçi ol
Aralık kalsın kapı, dostlara emekçi ol
Yürü; sırtında heyben, sen post ol düşenlere
Sorarlarsa “kimsin sen”, de ki “ben bir garibim,
Hak yolunun yolcusu, merhamet güneşiyim,
Cömertlikte yarışan akarsuyun eşiyim,
Maşrıktan doğan ışık, aydınlanan mağribim”
Ben kusurları örten yıldızlı bir geceyim
Tevâzû ikliminde gönüllere akan yol
Adâlet ocağında diyetim: kesilen kol
Cümlelerin içinde sihirli bir heceyim.
“Olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol”
ÖNDERKURT
5.0
100% (1)