--------------------------------------------------------------------------------
Ufukta batan
güneş demir alıken günden; bir koca kentin manzarası böyleydi.
--------------------------------------------------------------------------------
Bu şehrin ışıkları gece yanar yakamoz
Kurşunî bir renk alır seyredilir kıyıda
Ayağıma dokunsa ışık hüzmesi biraz
Geceyi sustururum şu pusan şarkıyı da.
Martılar yüzükoyun uzanmış hep sulara
Rüzgâr hışımla esip asılmış ki yulara
Uğultusu ses kesip karışmış huşûlara
Sözü unut sazı da şu susan şarkıyı da.
Ufukta batan güneş demir alırken günden
Hasretinden sızlayan gece; döner sürgünden
Gerdanında parlayan; Ah! Rûhumun simâsı
Üzerine giydiği; leyl’in son yansıması
Şu kuruyan dilime düşen; şehrin imâsı
Bağrında dertli başım derin rûyâya daldı
Efsûnuna karıştı, beklediğim muştular
Güvercinler bayramda kubbeye konmuştular
Apayrı bir sevinçti, tüm şehri yunmuştular
Şarkılarım şen şakrak serin hülyâya daldı
Ufukta batan güneş demir alırken günden
Hasretinden sızlayan gece; döner sürgünden
Cennetten hicret etmiş has bir bahçe, bir hancı
Hiç durmadan değişen bir yüzü var, yalancı
Kâh derdime ortaktır, kâh yüreğime sancı
Varlığıyla şu gönlüm şehr-İstanbul’u saklar
Mâhûr bir beste çalar eski gramafondan,
Eski günleri çalar ve eskimiş taş plaklar.
Sesi geliyor derin, bilmem hangi balkondan.
Biraz sen varsın, biraz ben ve yetim sokaklar.
Ufukta batan güneş demir alırken günden
Hasretinden sızlayan gece; döner sürgünden
--------------------------------------------------------------------------------
Not: 2006`da Antoloji.com ve Ümraniye Belediyesi tarafından düzenlenen "
İstanbul" konulu geleneksel 2. şiir yarışmasında ilk 39 girmiş ve yarışmadan sonra basılan kitapta yer almıştır.
Başarınızı kutlarım....
Şiirinizin intihale uğramasına da üzüldüm....
Hiç durmadan değişen bir yüzü var, yalancı
Kâh derdime ortaktır, kâh yüreğime sancı
Kaleminize ve yüreğinize sağlık...
Saygı ve muhabbetle......