Yeni doğmuş bebeğe daha isim konmadan, Sevdâları yüklenmiş koca bir adam boyu. Kuş gelende yaralı kanatları onmadan, Annesinden emdiği süt gibi içmiş suyu. Yaralı bir sevdâdır, ismine ne dersen de! Aşkla büyümüş başak, kaç arşın eder sende?
Sırça köşkü süslerken, sevdâ tutan elleri, Fırçasıyla boyadı aşkın hâlis rengini. Gülşeninde açarken görkemli hayâlleri, Bakışından devşirdi bir gülün âhengini. Tâlip oldu o gülün dest-i izdivâcına, Bânu itiraz etti, onun bu revâcına.
Tarihe iz düşüren her zorlu aşk misâli, Bu sevdâ üstünde de kendini resmetti ah! Ârâf’a esir düşmüş gönül ister visâli, Bîhaber, sâbıkasız rûhlar kan içti, eyvâh! Ferhat ve Şâh nihâyet ulaştı maksâdına, Lâkin Hürmüz kapıldı oğlunun fesâdına.
Şâh iken şâhbâz oldu sultan büyük hevesle, Kilit vururum sandı muhabbet kapısına. Susuzluk engelini haykırdı bir nefesle, Şerh koydu aklı sıra sevdânın tapusuna. Deseler de hîleyle şekillenir âkîbet, Bilemedi kendini ikrâr eder her niyet.
Şirin tasa ederken sevinçle coştu Ferhat, Dedi: “Demir dağları aşk eritir biline! Vûslattır bu günümüz, bizimdir artık hayat, Suyu getireceğim, el değmesin eline!” ”Külüngü al gel” diye çağırdı Şahinkaya, Yürek sesine uydu, yollara düştü yaya.
Aşka hasret bir kentin fırça tutan parmağı, Nasıl da incinmişti nakkâş vurdukça taşa, Rüzgâr indirdi şirin yüzündeki yaşmağı, İmrendi bir güzelin gözlerindeki yaşa. Yaşlı kadın ünledi, dalından koptu yaprak, Su yürüdükçe kente ölümü içti toprak.
Vûslat mahşerde imiş ne bilsin iki âşık, Yalan kılıcı kesti sevenlerin önünü. Sardı iki yüreği o zehirli sarmaşık, Ölüme sürükledi bu sevdânın yönünü. İki ayrı mezarda aynı açan iki gül, Kadere boyun eğmiş, intizârdadır gönül!
Ferhat Dağı selamlar hayât veren güneşi, Amasya’nın kalbinden çağa süzülür zaman. Kırklar Dağı’nda sönen ateşin yoktur eşi, Yeşilırmak üstünde yorgan olur âsumân. Amasya ah Amasya, sende ne sırlar saklı! Yürekten sevmeyene saltanatın yasaklı!
Paylaş
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ben bu şiiri daha önce neden görememişim ki, başka şiirinizi ararken rastladım. çok çok çok güzel, amasyalı olarak gurur duydum, teşekkürler amasya sevdasına.
Merhaba sevgili Önder kardeşim. Dün okudum bu güzel ve başarılı eserini. Ama dün özellikle yorum yazmadım. Sebebini burada yazmayacağım. Bilahare izah edeceğim.
Seni tanıdığım günden beri beni hiç yanıltmayışınla hatırımda tutuldun. Bu gün ise eksilmeyen vefan ve emsalsiz dostluğunla yüzleştim. Bu benim için büyük onurdur.
Senin bu şiire nasıl emek verdiğinin şahidiyim. Bir şiirin değerli olması için üzerindeki emek en önemli kıstastır. onun dışında ele alınan kıstasların hepsi spekülatiftir ve yanlıdır.
Bana verdiğin değer için müteşekkirim. İthaf edilenden çok edenin asaletindendir, nezaketindendir. Bu sebeple asaletini ve vefanı bir kere daha yüreğimle tebrik ediyorum. Selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.