7
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
716
Okunma
Sensizliğin ağırlığınca
Yüz çizgilerinde konaklayan kaç sabah birikintisi
Titreyen sesle omuz atarken
Bulanık aynalarda sessiz adımların
Kaç izle uyanır haberin var mı
Avuçlarında ısıttığın cümleler gibi
Toplamalısın beni
Ve sesini yerlestirip kanatlarıma
Gelmelisin
Hızla geçmelisin bir sokağı
Bir ucunu tutarak
Düştüğümüz düşlerin özlem sahrasından
Varmalıyız birbirimize
Dışarıda güzel hava
Isıtmalıyız kar’ları
Gözlerin gözlerime çalmalı
Yoksam senden gayrısına
Alnından öpen geceye ölesim var
Hadi gel
Sevdaya benzeyerek gel
Geldiğinde umut öyle açar ki
Güneşsiz bile kalsa bulut
Toprağını saran sabırdadır güller
Aralık bıraktığın tůl den her lahzaya bağırırken
Meltemlerin ağzı
Ezanların yüzü suyu hürmetine
Demlenen dağlarından adımı
Al da gel
Kaç yol ağlamaklı
Nasıl anlatsam karanlığı
Yüzün tebessüm ederken
Uykularıma
Hal böyle
Ve yön sanayken
O köprünün üstünde ve sonunda
Hiç bir kuşu vurmaz sözlerim
Yeter ki gel
Upuzun mısralarını
Al da gel
Tutma gözümün yaşını
Gökyüzü yıkansın
Ister yeşil
Ister lacivert
Gel...
5.0
100% (12)