1
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1533
Okunma
şiirlerin düşü aşk dolu yatağından
oluk oluk yürürken gideceği yöne...söğüt gölgesine
sığınırken gördüm kendimi
kaderin çarkıyla sabaha umutları yont ellerim
illaki akacağım Aralık bulutlarıyla
yokluğuna
iyi günler için
demet demet papatyalar gözlerinde kır çiçekleri
teşekkür ederim susadığımda kırmızı yanıma
hiç yüksünmeden ışığın kanatlarıyla selam ettin
gördüm bir kuş uçtu
tıka basa özlemden
kınından çıkan kalp
kılıcın keskin ucunda
kıpır kıpır parlar
pusatlarını kuşanır duygular
parmak uçlarımda atlar şaha kalkar
uzakların yakın avucunda dilsiz gevezeler gibi
iklim iklim dolanırım
nazım
gurbet ellerde sazım
bir tanem
şerbet suyu yıkanmış ağızla
sözler boşaltırım geceden beri başucuna
gözlerime iyi bak
tutuşmuş rüyaların ateşi koynunda çırpınırken
görülmez çaresizliği
sen anla işte
çileği kalmış yarayı
kıl ucunda
tam karşındaki cılız ağacın kıyısındayım
sarı başakları yıkayan yağmurla gel bana
dağların dişlerine vurup çınlamış olmalı
rüzgarlar...
ağzında yorgun kelebeği
en derininde
uykusuzluğun ziyanı yok bugün
mavi bir tat kadar lekesiz ölüm
ve dudağında üşüyen çocuklar kadar
uçuğum tenine
tül tül indir kirpiklerini
gözüme
seninle uyuyacağım
nazım
gurbet ellerde sazım
bir tanem
köklerine sürgün edilen dalgaların beyaz köpüğünde
suyla tutuşuyorum
toprağını korusun
sarsın
ve solusun diye bizi
mahrem bir kavuşmaya
en deli kuyularla iniyorum
nasıl sevmem soluğunu
yüzüme değse
sonra dudağıma
bir daha
bir daha
değse
5.0
100% (10)