1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1480
Okunma
Tenine bile dokunmazken bir bıçak
Nasıl kanar yürek böyle
Güneş gömer kendi yalnızlığını uzaklara
Bıçak bileyicisi hergün mahallede korsan gösteride
Mahmut Amca’nın fotörü hiç eğri durmadı
Karanfil yokuşuna bıraktı son resmi
Alfabenin kötü kullanılış biçimidir
İnsanı içine kapatan
Bir bekçisi var
Bir bilet kesicisi
Hepsi toplamda isyan etmeye değer
Bütün fotörler kahverengi
Siyah olanları bile
Hepsi kahverenginin değişik tonu
Fazla pişirilmiş ekmeğin kabuğu
Kefende kurumuş kan
Mezar taşları dik duruyorlar göğe doğru
Güneşin Marmara’nın üstüne düşmesi bir anlam ifade eder mi
Depremleri tetikliyor öteden öteden
Kahverengi bir fotör
Mahmut Amca onu hiç eğri giymedi
Kızdığında bile elma ağaçlarının çiçeklerine
Balığa çıkmak sabaha doğru bahane
İyotlu havalar çare değil
Herşey biraz kahverengi
Üzerinden aşılamayan duvar anlatmaz mı
İçeride fırtına
Kör olsa parmak uçları
Senin tenini bilemese
Karanfil yokuşunu tırmanan bir karınca
Hayallerimizden geçse güneşin peşinde
Daktiloda oniki karbonlu bir bildiri
Merkez gerilla birliği topluca intihar etti
Karanfil yokuşu kırk derece sıcak
Ölesiye seviyordu yağmuru toprak
Hey ak güvercinlerin ömür biçicisi
Sen hangi dağa şahin oldun
Bir serçe sürüsü ürkek
Ürkek, tetikte
Sevdalı
Dönüp geliyor aynı ağacın dallarına
Kaç ihaneti görür bir ömür bin yıl sürse
Ellerimizin içinde bir kardelen
Takılsa Mahmut Amca’nin fotörünün şeridine
Temmuz’da bile eskimezdi
Hangisi en çok canı acıtır
Kurumayan kan mı
Söylenmiş söz sadece söylenmiş bir söz müdür
Havada ağırlaşan azot kokusu
Kafanda ölmeden ölmek olur mu şimdi
Güneş tepeye tırmanırken
Üstelik ayaklarımızda çiçek tozları
Can nasıl terkeder seni
Bütün kuş sesleri
Yaprakların iri damarlarında su yürütüyorken
Ölünmemeli bence
Kuşluk vakti destancılar hala sokaklarda
Saman kağıdından efkarlı ellerinde hüzün
Aynı nakaratın tekrarlanan son harfi
İsimleri taşıyor telgraf telleri
Henüz yasak değilken yaşamak
Son bir kez daha nefes almak
Son kez ismini anmak
Sonra sonsuza dek yaşamak
Anlamak zor gelecek
Fotörün kenarına bir eskilik ilişecek
Mahmut Amca onu hiç eğri giymedi
Perdeleri aralıklı bir gökyüzü
Peygamberleri bile kıskandıran bir vakur
Hüzün volkanın üzerine örtülü bir şal gibi
Hep on yaş genç olsam
Hep on yıl geç başlasam
Ellerim bir öfke patlaması
Ellerim dünyanın sonu
Fotörünü aynada düzeltip gitti
5.0
100% (1)