1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1297
Okunma
Bedevi çadırların kelime derleyicilerine
takıldı umarsız halkların inançları,
ve kaybedenlerin kurumuş gözyaşları.
Güneşin altında kaldı kıvırcık saçları kuşların şarkısının.
Bir ayet dizisine din kuran uzakta ki tanrılar,
adanmış cennetlerini bağışlıyor ağaçların kaküllerine.
Dokuz ay saklanacak rahimde kıvırcık tırnaklar.
Taş duvarda kan akıyor dünyanın ortasına.
Dünya ya düz çizgi çekmeye uğraşan kutsal aptallığa,
tapınan deliliğim. Eski hasır sandalye ve balıklar gittiğinden bu yana,
intihar ediyor boynunda çıngırakla uçurumların varılamayan dibini arayan aklım.
Yeni ay’ın, gözaltı morluklarını taşıyan eksimiş suretlerim,
göğsüme yatırdığım uçsuz bucaksız boşluğa doluyor
anıları suda oynasan terkedilmişliğimin.
Arkasından koşan bir puhu kuşunun, kuyulardan çektiği mutluluğum,
her zeytin ağacı gölgesinde kutsal akşam ihaneti yaşayan.
Sallanan inancım.
Ne zaman ölüm gelse aklıma:
Ölüm
hep
çok ölüm.
5.0
100% (1)