3
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1709
Okunma

Yasa dışı bir dille bozuyorum
Alfabenin kaidesini
Ağzımın en tenha yerinde istiflenmis harflerle
Çürümüş ruhlar arasında
Işımadan dünyanın gözleri
Ayaz bir şehrin duvarlarına, anarşist şiirler yazıyorum
Bir eşikte yüzyıllar eskitmis beklemekle
Sahit tutarken hayalini
Ellerin yüzümün sınırlarını çiziyor
Göz çukurlarima sığınırken şehrin divane kuşları
Belki yorgunluğumu onlar anlar
Dupduru ağlar
Ruhumu masallara barış diye taşırlardı
Kendimi denizle bir tutuyorum
Gemiler ayrılıyor
Liman liman çığlığımı götürüyorlar
Tütün bulaşmış dudaklarında hüzünlü ıslık
Bilmediğim topraklara seni götürüyorlar
Uçsuz bucaksız haritalarda kayboluyorlar
Dingin karanlıkta yapayalnız
Tuzlu kahrolmuşluğum
Yıldız gölgeleri sürtünürken taş kalplerine,
Uykusuz kaptanlar uğruyor felaketlerime
Keşke bir su gibi gidebilseydim senden
Aksaydım avuçlarından kum olup
Keşke bir martı kadar şanslı olsaydım
İnziva gibi çekilseydim denizin dibine
Ve keşke yüreğine saplanmış batık olsaydım
Durmaksızın kan kusuyor sevgim
Var yok arası bir yerde
Ne vardı sen yoksan, her şeyde ?
Her şey, ve hiç bir şey aşkına
Kurtulmak istedikçe sesinin çağrısından
Yokluğun yontar toprağın yedi katını
Tamamlamak için araftaki beni
Adın aynaya kazılmış kuyu
Ay batar, gün yanar sana düşerim...
5.0
100% (8)