0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
870
Okunma

Doğunun en son istasyonunu biliyor musunuz?
Kadim yalnızlıkların sır gibi gizlendiği o en son istasyon.
Acıların ve mutlulukların biteviye gizlendiği o en son banliyö.
Bazen bir mavi trenin siren sesiyle,
Bazen de bir kara tiren gibi
hayatınızdan habersiz geçen o yalnızlık.
Bileniniz vardır elbette.
Hani öyle dediğime bakmayın
Çoğunuz gelip gittiniz biliyorum
Kiminiz bavulunu alıp topladı
hepten geldi,bir daha gitmedi,
Kiminiz daracık sokaklarında bilye oynayan
yanık yüzlü çocuklarına birikmiş tebessümler bıraktınız geçerken.
fötr şapkalı yaşı geçkin bir adamın elini Kürtçe sıktınız.
Kürtçe bir melodi dinlediniz ağzından
Ve sonra içinize öyle işledi ki
bu yüzlerce yıllık yalnızlık
Bu hüznün türküsü
Gittiğiniz yerde hiçbir zaman unutmadınız.
Bende unutmadım tıpkı sizin gibi.
Henüz küçük bir çocukken
kurşunla harmanlanmış
beden taşlarında gezerken
anlamaya başlamıştım bu istasyonun
nasıl da kadim olduğunu.
biraz daha büyüyünce
garipsediğim uzun saçlı
seyyah rehberlerin peşine takılırdım.
takıldıkça bu kadim kokuyu ilmek ilmek
içime işliyordum.
İşledikçe bu yazgının yalnızlığını daha iyi anlıyordum.
Şimdi ne zaman bu duyguyu hissetsem
Bir diyarbekir takılır umutlu şiirlerime…
ekim/2014