6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3134
Okunma
Bugün yazı yazarken masa üstünde boynu bükük kaldı surettim,
Kağıt ve kalem soluksuz isyan ediyordu haykırırcasına
Çünkü surettim bukalemum gibi bir renkten başka bir renge bürünüyordu..
sanırım benim yazdıklarımdan dolayı olmuştu bu şaşkın ve mutsuz etkilenme.
onları üzdüğüm için bende kendime kızıvermiştim….sonra;
neden diye hesaplaşmaya başladım kendimle ve yazdıklarımla….
kısa bir iç çekişme ile başlamıştı,
sonra adını dört heceli bir kelimeye terketmişti..
sözcüğün adı son derece hüzünlüydü
HEMDE KORKUNÇ HÜZÜNLÜ,
Söylesem yüzünüzde acımıtrak bir tebessüm oluşacak belkide,
Belkide anlamsız gelecek bu çığlığım..
Nedenini sormayın zaten açıklamak üzereyim
açıklarken ağırlaşıyorum
İçimde künt bir ağrı oluşuveriyor
Sanki bir kıymık tam kalbimin ortasına saplanmış
Sanki herşey üstüme üstüme geliyor,
kaldırabilene aşk olsun..
evet suskun dostlarım
adına ‘aldatılmak’koyduğum
bu meşun kelimeyi yazdığım için kızmayın bana
canım çok yalazlandı
çok yandı..
tarhların içinde gezerken
kendini birden bire dikenlerin içinde bulmak ne garip şey..
kendini birden bire bir bataklığın içinde hissetmek gibi
asılmak gibi bir şey…
dünayaya,kağıda ve kaleme küskünlüğüm bundan dolayıdır işte
bundan dolayıdır ağlayışlarım ve surettimin değişikliği
bundan dolayıdır isyanlarım…
zaten tarihte bunu bize hep anlatı,hep anlattı....
ne yazık ki bu bizim acı bir kaderimiz oldu...
ve makul bir talihimiz.....