0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1057
Okunma

Dumanı üstünde
Taze kahve kokusu
İki beyaz porselen fincanda,
Yanında en sevdiğin çikolata
İki bambu koltuk sallananından
Cam kenarında
Bir boş, biri “gayri/ihtiyari” dolu!
Malumun yaş zorluyor artık
Yetmiş dokuzu!
Ah hafızam!
Nasıl da hatırlattı yine seni
Senli, “kahve”li gözlerini,
Pardon günlerimi bana…
Tam tamına
Yarım asır önce
Bugün
Rastlaşmıştık
Ortaköy’de,
Köprünün ayağının dibinde,
Vasat bir köfteci arabasının önünde
Aç/lıktanmış meğer gözlerimizin kesişmesi
Sevgiye!
“Ya nasip!” deyip atmışız oltalarımızı
Aşk’ın şeffaf denizine!
Tut/ulmuşuz birbirimize!
Ne de yakışmıştı şatafattan uzak gelinliğin
Süt beyazı tenine…
Gökten kopmuş gönle konmuş
Kanatsız bir melek gibiydin…
Erken uçtun gerçi
Göç zamanınmış, bilemedim
Neyse…
Sen uçtun ya
Doktorları haklı çıkarırcasına
Ben de Ortaköy manzaralı tek bir göz
Evden izliyorum sana dair ne varsa…
Bu arada
Torun sayımız hızla çoğalmakta
Ve en önemlisi
Her şeyin azaldığı şu hayatta
Sen tek bir an bile
Azalmamaktasın,
Şu zavallı faninin
Taşikardik sol yanında!
5.0
100% (4)