5
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
2069
Okunma

kendimi kıra çalan dağlara
kentimi çöl sürgünü yalnızlıklara
ellerimden zamanı
duadaklarımdan ayetleri savurdum
Kûn Fe Yekûn
bir çocukla doğduk önce rahmin mayasından
siyah beyaz resimlerde bulanık gölgeler gibi
yalnızdık bakarken sağır dünyaya
duyulmayan çığlıkların ismiydi hayalimiz
biz nerede yanlış yaptık ki
çizgileri yüzümüze batan bir zindana döndü aşk
parmaklarımızı kanatırcasına
parmaklıkların ardında kaderimiz
duvarlarına adını yazdığımız yanaklarımız
şimdi soğuk eylül ülkesi
öpücüklerin hasreti de yakmasa
söyle kim ısıtacak tenimizi
kim mahsunlaşacak kirpiklerimiz ıslandığında
gecelere sığdırdık intiharlarımızı
meçhul diye bir öykünün
dilimize dolanan dönencesinde
ulaşamadığımız anılar kaldı dünde
biz yarının koynunda ızdırap
zehirli gözyaşlarının büyüsü işte
onlar akıttı bizde öldük her türküde
kurşunlara yazıldık
kalemlerde dar ağacımız
hiçliğin yetim çocuklarıydık eylülde
senden sonra örttüğüm çıplaklığım gibi
kefenlediğim sevdamın yancısıydı azrail
ve eyüle kapadık gözlerimizi
son nota da dirilirken dilimizde
5.0
100% (10)