Usta kaleminizden imgece zengin, sıra dışı, etkili bir şiir okuyoruz Turgay Hocam.

"Seyyare" ne güzel bir isimdir, ne güzel bir benzetmedir, öyle etkili ve vurucu tınısıyla.

Güneş, geçeğenler, yıldızlar, meteorlar, atomlar ve atomları oluşturan proton ve nötronlar ve hatta vücudumuzu oluşturan her bir hücremiz bile hareket halinde olup, bir ahenk ve düzen içerisinde yüce Yaradan'ı zikreder durumdadırlar, yaratılmışın tümü, tüm insanoğlu gibi.

Bir foton, bir kuark, ya da elektron gibi parçacıklar, hiçbiri diğerinden farklı olmayan ayrı titreşimlerde salınan sicimlerdir. Sicimler o kadar küçüktür ki atom sistemi sicimlerin yanında Güneş sistemi kadar devasa boyuta yükselir.
Tabiatta görülen atomaltı parçacıkları, tıpkı bir keman telinin farklı şekillerde titreşir ve her türlü farklı müzikal notalar çıkartır.sicimlerin böyle farklı rezonansta titreşmesi ahenkli muhteşem bir musiki ortaya çıkarır. Yüklü parçacıklar arasındaki kuvvetler, bu sicimlerin armonileridir adeta. Evren ise titreşen sicimler, yaylı sazlar senfonisidir.
Ayette geçen “Hepsi bir felekte (yörüngede) yüzüp gitmektedir,” ifadesi, Güneş, Ay ve Dünya'yla beraber milyarlarca gökcisminin uzay boşluğunda belli bir yörüngede yüzüp gittiklerini anlatıyor. Buradaki “yüzme” kelimesini, yüzmenin bir boşlukta değil ancak bir madde içinde olabileceğini düşünürsek, ayette uzay boşluğunun bir denize benzetildiğini görebiliriz.
Elmalılı Hamdi Yazır da yine “Arş, su üzerindeyken…” ayetinin tefsirinin bir manasını, “Bunlar arşın her şeyi kaplayan bir cisim olması anlamıyla ilgilidir” şeklinde ifade eder. Sadece madde, ışık enerji, kuvvetler değil her şey sicimlerden yapılmış bulunuyor. Yıldızlar arasındaki sözde boşluk da dahil, her şey onlardan oluşuyor. Onlardan daha küçük bir cisim yok. “Onlar olmasaydı hiçbir şey olamazdı” “Ne zaman, ne uzay, ne de madde olurdu. Yıldızlar ve gezegenler de olmazdı. Evren diye bir şey olmazdı,
“Gök ve yer ve içindekiler O'nu tesbih eder,” “... Sonra iradesini semâya yöneltti ve gökleri yedi tabaka olarak tanzim etti; O herşeyi bilir” (Bakara, 29), Yine, Peygamberimizin “Semâ emvacı karardide olmuş bir denizdir” hadisi de, uzayın boşluktan ibaret olmadığı açıkça ifade edilmektedir.

Şair öylesine tepkili ki düzene ve düzenbazlara asi bir nehir gibi tepkisini ortaya koyuyor." -Savruk düzene fırtına gerek-" diyerek. İnsanoğlu o kadar şirke ve zulme dalmış ki hakikatleri inkar eder, görmezden gelir bir tavırla cürümler işlemekten, mazlumu öldürmekten, Hakk'ı inkar etmekten çekinmez olmuş bir vaziyette.

Kısacası şair :" Titre ve kendine gel" demiş tüm insanlığa.

Doğru söze ne denir.

Eyvallah şair eyvallah, duygularımıza tercüman olan dizelerinize...

Selâm ve saygılarımla...