2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2545
Okunma

Ağzında örselenmiş bir kelam için
Medet umdum, meyânında taştığım şarkılardan.
Bir liman şehrinin tuz kokan akşamlarında
Hangi makamda dem tuttuğumu bilir misin?
Dört duvara sır verip seni yazdığım geceler
Bir mücrim gibi sonra adını sildiğim geceler…
Başlığı yangın şiirlerde
Kağıtlara düş(e)memiş dizeler ve imgeler dolusu sen.
Ben meşrebinden arınmış şairim sadece.
Ertesi olmayan yarınların kurgusu içre esriğim bugün
Gözkapaklarıma hayalin tutunmuş çok mu?
Bunca çağrışım ortasında
Cisminden uzak, yâdından yakın…
Hatıralar içinden akın akın
Sana koşmuşum çok mu?
Hangi çiçek tarhından seçmiştim yüzünü?
Hangi yıldızı tutmuştum gökyüzünden, gözlerin diye?
Sen bilmezsin kırılgan yakamozlarda ellerini seyretmişliğimi
Bilmezsin, denizin ince sesinde seni dinlediğimi.
Şimdi saçlarından kovulmuş bir keşiş gibi
Bürünmüş renklerim siyaha.
Zamana bırakılmış bir ebed düşünü çaldığın gözlerimde nem.
Haydi topla gamzelerinden
Gönlümün kırıklarını.
İçi geçmiş sözleri paralayıp alnımda
Bir kayıp hikayeyi söyletme ne olur!
Gizli bir âh u zâr idin bağrımda
Öylece kal ne olur.
OLCAY GÖKÇE ( 2013 AĞUSTOS)
5.0
100% (3)