8
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1892
Okunma

Üst üste yığılır şafak sökmeden
Esrarengiz anların kalesi doruklara çıkar, büyür
Fethedilmemiş şehirlerin surları saklar acıları
Sonra bir fırtına kopar ağaçlar titrer korkusundan
Bir şimşek çakar gönlümün kara deliğine
Karlar yağar saçlarıma yıldız niyetine
Ve ben üşürüm
Üşür geceler kimsesizliğinde
Biz, üşürüz mazinin çıplak hayallerinde
Gelme üstüme ne olursun, kötülüğün çizmesi uzun
Yutkunamıyorum, boğazımda koca bir yumruk
Sağım solum gam tütüyor, ne yana baksam zifiri karanlık
Şifresini çözemedim hayatın
Geliştiremedim dahiyane fikirler umuda dair
Sevemedim ömrümün hüsranlı yollarını
Biter yaşam çizgisi inceldikçe
Biz, biteriz yastık altı düşlerin esaretinde
Lâl dilimin kilidini bulamadım, konuşmak haram
Çıldırıyorum kendi sükûnetimin mahreminde
Yanardağa döndü içim patlamaya hazır lâv,
Koca kayaları oynatmak zor yerinden
Ki ittikçe uçuruma yuvarlanır peşi sıra ümitler
İte kaka yürümek ne zor bilir misin
Ya yalpalamak anların boğuntusunda iç çekerken
Yaşarken ölmek ne demek bilir misin
Tat almamak yediğin lokmadan,
İçtiğin suyu haram bilmek,
Sevgileri zindana atıp müebbet hapse yatırmak
Ölür düşler işte o vakit
Biz, ölürüz kana susamış güneşin yakıcılığında
Gökkuşağı kayıp,
Yıldızlar sönük,
Kara bulutlar ağlar, yağmur sanırız şükredip
Ben ağlarım,
Ağlar çocuk tek damla yaş akıtmadan
Biz, ağlarız küllenmiş sevgilerin ardından…
Aralık 2012 / Seda YÜKLER
Zişan Karamazi’ye sonsuz teşekkürlerimle...
5.0
100% (12)