7
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
1936
Okunma

Kuru bir dala çıplak dokundum sapsarıydım
Ellerim dökülmüştü sen kıştın ben sonbahar
Hüzne kurulan vaktin bozulmaz ayarıydım
Kardelenler gönlüme apansız kondurdu hâr
Güneşi içmiş gibi yanarken için için
Neden çığ altındaydım titriyordum ya niçin
Lâl oldu konuşmadı yanıtsızdı aralık
Bilmiyordu eylülün kalbi aşk’a aralık
Boş defterde yıllarca okundum anlamsızdım
“Sedasızca” bilmeyen çözemedi şifremi
Biraz kederle ahbap eh biraz da gamsızdım
Umursamadım baştan tırnağa tek zerremi
Kalbim duvarlarına kanım yoluna küstü
Gözlerim iç savaştan korkup kendine pustu
Birinci aşk harbini tarih tek yönlü andı
Duyun, bu zafer değil! Aşkın öldüğü an’dı
Kederi maske gibi takındım bunalmıştım
Çıkarmak istedikçe nakışlandı yüzüme
Gamzelerimi söküp yanağımdan almıştım
O yüzden ki kahkaha uğramadı güzüme
Engin bir deniz gibi biriktim gözlerinde
Ağlamasaydın şayet taşardım sözlerinde
K/an b/ağlayan harflerin yüreğimi dağladı
S/esin yalnızlığımda gürül gürül çağladı
Ben hilali denizden sakındım yakamozdum
Su yüzünde hiç kimse yansımamı görmedi
Apak bildiler oysa rengim solmuştu boz’dum
Ağaçlar kül kokumu yaprağına örmedi
Kamçılanan düşlerin acısını sırtlanıp
Yürüdüm berduş gibi her durakta dertlenip
Anlamadın ne çare harabemin ahseni
Nasıl da özledim yâr ne çok sevdim ah seni!