10
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1727
Okunma
Biliyor musun?
Her şey daha önceden yaşanmış gibi
Sanki bu acılar bizim değil...
I.
Felsefe yapmanın tam da zamanı diyerek
Nergis kokularını toplayan çocuğa
-Ya çiçek kokuları olmasaydı?-
Diyordum.
Unutmak göreceli bir şey kardeş.
İkindi ezanında naftalin kokulu
Teyzelerin söylediği gibi.
Allah korusun!
Kazadan
Ve beladan.
II.
Her ölümün bir yeri
Bir zamanı olmalı. (Öyle ya!..)
Tuhaf...
Pratikte hiç merhametli değilsiniz.
Gül kokulu halıya dağılan tespih
Ve daha doğrusu
Israrla boynunuzda ağlayan şu tülbent...
Çam kovuğunda sakladığım
Bir çift gözü alıp öpüyorum ben de
Sakaların yavruları ile beraber uyuduğu...
III.
Islık çalamayan çocuklar
Ve boyuna topu direkten dönen...
Tam önüme düştü sevinciniz.
Öptüm başıma koydum sonra
(Nimettir.)
Yüksek taş üzerine koydum.
Kader dediğin kardeş...
Bildiğin gibi değil.
IV.
Eski kış masallarından kim kaldı?
Acımız böyle yazılsın (Bari!..)
Serçeleri ürkütmemek için.
Evden eve upuzun bir göç ki
Gözyaşlarımızı toplaya toplaya...
Hani Şubat’tı ve
Kar çığlık olmuştu
Bembeyaz...
Duvardan gökyüzüne
(Canım...)
Sarmaşıklar büyüyordu.
kıyıdaki adam
5.0
100% (20)