3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1610
Okunma

Feleğin ferağından akarken hatıralar
Çarptırıldı cezaya tüm sevdalar müebbet
Firkate üzülme dost, ıssızım bu aralar
Gelecek bir gün vuslat, yaşlar dinecek elbet
Seyreyleyelim haydi güneşsiz gökyüzünü
Seb’ül mesana çıksak yer unutur güzünü
Alıp da yanımıza şu sevda öksüzünü
Gidersek biter mi ki insanlıktaki afet
Dünyanın bir ucunda savaşın çocukları
Kanlarla doluyordu yüreğin olukları
Yalnızca gözyaşıydı, hüzündü konukları
Harabe anılarda büyüyordu sefalet
Kimi sineye çeker , susar her daim susar
Kimi de ulu orta acı zehrini kusar
Kimiyse kabuğunda can çekişip de pusar
Yıllar yılı görmedim böylesi bir rezalet
Sema neden karanlık nerede şems ü kamer
Kim bağlamış boynuna dikenli, kalın kemer
Gündüz bile zifiri, geceler sanki mermer
Kainatta kalmadı geçmişteki letafet
Dağlar heybetsiz,üryan; derya ise afaksız
Günler geceye döndü, güneş bile şafaksız
Hiçbir gönül görmedim iyiliğe yasaksız
Hangi vakit çalacak kapımızı selamet
Kalbimin saltanatı nicedir harap, viran
Hüzün sardı çehremi, gamzelerimde hazan
Susuyorum ey dostlar sol yanım oldu talan
Çorak hayallerimde yaralı bir sükûnet…
Korkma ey dost sakın ha bekleme üflenmez Sur
Ecel çalar kapıyı, Azrail yapmaz gurur
Yalnız kendi nefsini düşünmek ise kusur
Manası yok hayatın, çoktan kopmuş kıyamet
Seda YÜKLER
5.0
100% (8)