8
Yorum
15
Beğeni
4,8
Puan
1869
Okunma
Birilerinin ayak seslerini yüzümde duyuyorum ve bu bana yaşam diyor ısrarla
Denilene göre bir adam ve bir kadın beni dünyaya getirmiş
bana okundukça havayı karartan ayetleri anımsatıyor
daha bilinçli ve daha insanı yüceltici sanıyordum bu durumu
bu yolculuğun bu kadar basit olması
yabancısı olmadığım bataklığın beni içine her yüzyılda bir geri çekiyor olması
kulaklarımı çınlatıyor
bir bazalt gibi yaşayıp dikey ufuklarla benzeşiyorum
göğe bakma vaktinde doğanlar
akrepleri evcilleştirmek için sabırsızca zamanı kovalıyor
ellerinde görüşü yavaşlamış fenerlerle
yeraltı tekneleri ile yuvarlak acıevlerine doğru lavlarca götürülürken
gerçekler her zaman pişmanlığı gecikmişliği
kumardan kazanılan adaleti anlatıyor onlara
bencilliğin ikinci yüzü bu çağı da karartıyor
yakıldıkça aydınlık
aydınlık yakıldıkça ışık ölümü çoğalıyor
yeryüzünün gözyaşları sonsuzluğa akan denizlerdir
yeryüzü ağlarken gökyüzünün susması adil değildir
Çorabını ters giyen kuralın
belirsizlikler arasında kendini belli eden yaşam duvarlarının alfabetik sırası yoktur
bu medeni bir durumu medeniyetten boşar
insanın toprağı sandığı her yer onu sarsmak ve karalamak isteyenlerindir
öldürmek daha da güçlenip öldürebilmek için yaşayanlarındır
dünya yaşamı yanlış anlayanlarındır
düzen ve güven ikilisini yeşil otlarda bırakanlarındır
otları kuzular kuzuları insanlar insanları insanların yemesi midemi bulandırıyor
kuralını kendi dışında kim varsa ona ilikleyen akım
oku diye başlayan tüm kitapların yakılmasından doğdu
biçimsiz bir türün biçilmiş sesi oldu çokça duyuldu
tıpkı suyun kanaması sancılanması ve azması kadar çekici geldi
vermediği inci özgürlük
soğuk kalbini yanağında taşıyan baltalar arasında
şekilsiz bir kitle tüm soğukluğa rağmen bir şeyleri izliyor
gece görüşlü gözleriyle dünya tekrar dönüşüyor yavaşlığa inada ve kibre
bir kaplumbağanın acele etmesi anlamsız geliyor
üstünde beklenmedik şekiller gördükçe alay ediyorum onunla
kıskançlıktan veya inattan değil onunla alay dansım
onun basit ve cahilliğini metanetle karşılıyor insanlar
varlığımın bu kadar basit olması suçken
varlığımın insanüstü olmaması ayıpken
suç ve ayıp toplamı bir insan olarak yeryüzüne özgürlük istiyorum
bu beni ağlayışlı kahkahalara boğuyor
bazen de avuç dolusu ilaçlarla intihar etmeye zorluyor
ne var ki tüm değerler bir mağdura dönüştü
ırzına geçilmek için yaratılmış gibi
güven bana her daim kural oldukça yalnızlaşacağımı anlattı
en sıkı yumrukları doğar doğmaz öğrenen ahlakçıları yaratan tanrı
bu treni hançerlerle donattı
rayda insanlar üredi sinekler kadar basit ve çoklardı
hepsini bir arada gördüm
tepiştirilmişlerdi fakat kudretli olduklarına inanılırdı
kimi zaman kendimi de içlerinde gördüm
basit soyu belli olmayan dışlanmış rüzgar böceğini
kendimi oradan çıkartmam amansız öfkelere yol açtı
annesi yoktu onun
pazarları çiçek kahvaltıları hazırlayan
pazarları işkenceleri unutturan
üzerine çullanan fırtınaya göğüs gerecek
vicdanını gölde doğurup bırakması hızla uzaklaşması bu yüzdendi
güçlü kıskaçlarını selamlarken
bütün acıların üstün oluşturulması
bilincin birinci dereceden yanık olmasıydı
beni kahreden bu duygu
bu zifir kırlangıçları
ağır fazla ağır acıları tekmeleyen tepeler kurdu
beni sinsice içine çeken kum yığını aşktan ve tüm zevklerden mahrum kıldı
ondan büyük bir acım daha yok
olmayacak
yaşamımın sonuna kadar hiçbir yemin beş para etmeyecek
beni özgürlüğün koynunda uyutmayacak
Beni bu bataklık kadar içine çekebilecek bir su oluşumu için
yeryüzü ve gökyüzü eşit ağlamalı
vicdan dölünü doğa içine bırakmadan insanüstülük doğamaz
ve özgürlüğü insanüstülük dışında hiç bir somut varlık yaratamaz
5.0
94% (15)
2.0
6% (1)