Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Doğan Güneş
Doğan Güneş

Düş Çiçekleri Aşkına! Ne Denirki Temmuz'da Sana/Ellerini Aç Ellerine Dökeyim İçimi

Yorum

Düş Çiçekleri Aşkına! Ne Denirki Temmuz'da Sana/Ellerini Aç Ellerine Dökeyim İçimi

( 14 kişi )

9

Yorum

16

Beğeni

5,0

Puan

4310

Okunma

Düş Çiçekleri Aşkına! Ne Denirki Temmuz'da Sana/Ellerini Aç Ellerine Dökeyim İçimi

Düş Çiçekleri Aşkına! Ne Denirki Temmuz'da Sana/Ellerini Aç Ellerine Dökeyim İçimi

Şimdilerde saçım başım kördüğüm,dilimde melez türküler..
(Bu kenti hiç böyle düşünmemiştim oysa..’Anne beni kaç yaşında doğurdun’)


..’ nin Temmuz’un Cumartesi’ye denk gelmesi bir tesadüf
olabilir mi bir düşün..
Neyse,her ne kadar bu son mektubum olsa da ve
her ne kadar dünyayı koşup da gelmiş gibiysem soluk soluğa,
aklımın en fütursuz en sade şekliyle söylemeliyimki
hiçbir şey kalmadı ellerimizde odalar dolusu şiirler ve sürgünlüklerden başka..
İçimde orman sessizliği,duvarda akortsuz gitar,
aklımda,elma şekeri yiyemeden yitirilen aşk,
..... Kutlu olsun.

’Kentinde bıraktığım umutlarım
oraya buraya saçılmış şiirler
yarım kalmış kitaplar
kirpiklerini suya indirmiş bir mevsim
sokakta çocuk sesi
seni beklerken dinlediğim şarkı
Temmuz’un .....’si ağlatsın ikimizi’..

Smirna..
O gecede kızılcık şerbeti rengindeydi kent
durmadan içtim
martılar alabildiğine gökkuşağıydı üstümüzde
ve yüreğimizin en salaş anıydı!
sustum ve bekledim
bozulmasın istedim gıyabında düşlerim
nasılsa alışmıştım hüzünlerin sınırlarına
sonra yalnızca bir cümle söyledin ve biz hep birlikte
şiirler,mektuplar,kent,ve bilge ressam bir şarkıya durduk..

Yoluma devam etmeden bir kaldırıma oturdum..
Düşündüm,düşünürken baharın ilk kelebekleri başımın
üstünde uçuşuyordu..Kelebeklerin tek gün ömürlük
olduğunu hatırlayacak durumda değildim..
Dalgındım..İçimden bir ses en sevdiğim panoma astığım
güleç bir resmin beni çağırmış olabileceğini söyledi..
Bir adette cebimde vardı ve sen bunu bilmiyordun..
Çıkarıp uzun uzun seyrettim..
Parmaklarımı resmin saçlarında gezdirip tekrar cebime koydum.
Kaldırımda bir bahar-bir yaz oturdu görmeliydin..
Gözlerime güverteden yansıyan pırıltıların geldiğini duyumsadım..
Hafifçe doğrulup ayağa kalktım..Yoluma devam ettim..
Dünyanın bütün sokakları aynı şehre çıkıyordu..
Eskiden kimi yolculuklarımda Annemin ’Adresini söyle sana
para göndereyim’sözünü anımsayıp tebessümle yürümeye devam ettim..
Her dakika,her saniye içimizde havalanan kuşlar
sana konsun ki sevmek sonsuz özgürlüğe bir açılımdır..
Konuşmalıydık..Konuşabilmeliydik..
Konuşacak öyle çok şeyimiz vardı ki..

Biliyormusun Gündüzkuşlarını
uçuran da sensin öldüren,yaşatan da..
Ve şimdi sen en mutlu günündesindir ya bugün..
Ve şimdi sen uzun saçlı bir ata bineceksin.Ellerin şimdiden
kadifeyi özlüyor..Biliyorum..Ve sen atın yelesinden tuttukça
orkideler,akasyalar,gelincik çiçekleri açacak rüzgar saçlarında..
Ve sen! ne denirki sana Temmuz’da gözlerini açmışken yaşama..
Ve inanıyorum,kırık bir nar yüreğin..


İstanbul..
Geceydi,püsküllü elbisesiyle gitarını çalan bir güleçyüzlü
annemin sevdiği şarkıyı eşliksiz çalıyordu..
Nasıl eşliksiz çalınabilinirdiki bu şarkı diye düşündüm.
Tuhaf olan o şarkıyı Annemden sonra ilk defa senin
sevdiğini biliyor olmamdı..
Yanına oturdum.Başını hafifçe öne eğip gülümsedi.
Birden durup gitarı bana uzattı,şarkıya devam etmesini
sonrasında bende bir şeyler çalabileceğimi söyledim.
Öyle içten,öyle kırılgandı ki konuşmamaya yeminli gibiydi.
Şarkı bitince ikimizde kalakaldık..Birbirimize bakıyor
fakat hiç konuşmuyorduk..Bir süre sonra konuşmak için
girişimde bulundum..Hiçbir şekilde yanıt alamadım.
Bir türlü iletişim kuramıyorduk.Neden sonra aklıma
konuşamadığı geldi..Bir kaç el hareketiyle iletişime
geçmeye çalıştım.Yine bir sonuç alamamıştım.
Anlaşılan konuşmamayı seçmişti.Çantamdan
kağıt kalem çıkartıp yazmaya başladım.
Kağıda durmaksızın yazdım ve uzattım ona..
Uzun süre kağıda baktı.Kaç defa kalemi almak istedi,
vazgeçti..Sonunda yazmaya başladı.Yazdı konuştu.
Yazdı konuştu.Gitarı çalmayıp ona versem susacaktı
belkide.Tellere yavaşça dokunup adeta konuşmasına
fon yapıyordum..Birden ayağağa kalktı ben dedi
’kaldırımdaki izmariti bile ezmedim,ülkem karanlık,
karanlığın yarasaları üzerimize üzerimize geldikçe
bir şeylerin çiğnenmesi gerçeği kalbimi üzüyor.
Sen hiç özlemin böyle delice özlettiğini düşleyebildin mi’?
Sözcükler bitti..O,bir karanlıktan başka bir karanlığa
doğru yol alırken üzerimde satlerce bir sözün
en naif,en çıldırasıya hasreti rengarenk çadırlardan
süzüle süzüle doluyordu içime.Bulutlar yatağım
olacaktı bu gece..Bir gün sonra yine rastlaşktık.
Ve diğer gün,sonraki günlerdede..
Beni tek atışta nasıl öldürebilirsin ey hayat.Nasıl..



Smirna..
Hayat belkide göç etmekten ibaret’ diyordu
yaşamın ustaları..Her kent biraz umut biraz hüzünse
göç’ü nereye sığdırmalıydım üstelik,kentimden başka
hiç bir yerde hayra yoramamışken benliğimi..
Smirna’ya yatay geçişim bulunduğum tüm
mekanların hiç değişmediğinde dahi,başka dostlara,
başka şartlara,başka düşüncelere,başka sevgilere
akıp gittiğinde,sana dair ayrılıklara alışmak gibi bir
umutsuzluğu da,gelmek öncesi hissettirmesi ne kadar
tesadüf olabilirdiki..
Göğsüme bıraktıklarınla dolaştım durdum
koca kentte..’Gavur’ sularında yıkanmadan gölgem bile üryan..
Kafka’da böylesi bir tehlikeyi gördüğünden,her ne kadar politik
olaylarda olanca cesaretiyle varolsada,yaşamını ve yazdıklarını
gizlemesindeki sır,onun içgüdüsel hislerinin diğerleri tarafından hep
anlaşılamamış olmasında yatar..Kafka’nın toplumsal
soyutlanmasını babasından bilselerde,gerçek,kimselerin
anlamak istemediği içgüdülerinden başkası değildi aslında..
Kafka’nın ’toplumal soyutlanmasına’ öykünmek,nasıl
trajedik duruyorsa zihnimde,bir kez daha söylemeliyimki
benden kocaman bir kompozisyon yarattın ey hayat..

Seni anarşistçe,seni yenilgisi baştan belli platonik aşkla seviyorum saydamsu
seni sınırsız mekan!
bütün dekorlar senin ışığını görünür kılıyor Temmuz’da
sen hangi güneş,hangi devrim böyle
kadraja siluetin düşüyor
gör bak kimler var kimler yok arka mahalleden..

(Beni alt yazılı bir filmin kalıbına dök usta
şerit döndükçe cümlelerimiz sabitlensin
durdukça olgunlaşsın uyurgezer sevgim)

Bitti..

Temmuz 12.2013.

Temmuz çiçeğini bilirsin
oda seni bilir
istedimki
biz seninle bu mevsim
sabah şarkıları söyleyelim
senin saçlarında bir tutam Temmuz çiçeği
sonra
bitmeyen düşler kuralım
sonra
sen suya eğilsen
ben ateşe
ateş sana gülümsese
su bana
sonra bir ışık görünse
sonra!
daha ötesi var mı
durma’
şimdi dökebilirsin ceplerinde sakladığın yağmurlarını

’Sussan içinde bir şeyler ayaklanır
Konuşsan gün rengine kavuşmadan dayanırlar kapına
Hani zeytinler açardı’?
Hani hiç değilse trajedisine aynı sofrada bağdaş kuracaktık
Yazılmamış şarkıların notalarına dokunmayan kim?
Ben mi bozdum gitarın akortunu’?


Yalnızca bir sorudan ibaretti yazdıklarım
Bir düşü çoğaltmak uzun boylu mu olur kimi zaman?
Adını özentiyle kurdum
Yanılsama bunun neresinde

Gidilmesi kolay
çarpıp kapıyı çıktığın zor bir düşü deniyorum gövdemde
nemli bulutların dolması neyse de gözlerime,
uzak iklimlere ıssız,sessiz ve yalnız çoğalmak
berbat bir gerçeğe dönüşüyor
her zamanki ses yeniden yeniden fısıldıyır kulaklarıma
bana diyor ki
çiçeklerle çocuklarla avun
oysa bilmiyor
göğüne yakın bir tek el değmemiş
Cumartesi’den başka bir şeyin kalmadığını
güneşi batıran sabırdan ha gayret diren!!
kaşı gözü sevilesi direniş
gelde teğet geç şiir sevdiren hüzünlere
eskiden olsa boynundan öpmeler yazardım
nedensiz yolculuklarım çoktu o sıralar
neyse
çayın altını kısıyorum,bir şarkıyı demliyorum


Çiçeklenmiş dallar uzattım sana
kocaman kanatlarıyla serçeler uçurdum
göresin sevesin diye
-Bu gece her taşın altından bir şiir çıksın istiyorum-
başımı uzattığım pencerenin önünden
gözleri dehşet çağrışımlarla yüklü insanlar geçiyor
dışarı çıksam ihanet etmiş olur muyum bazı şeylere’?
omzumdan tutun beni kırılgan harflerim
rengarenk bir sokaktan bir tünele gireceğim şimdi
bir plağın bozulan kısmı durmadan çalıyor odada
bırak dinlesin diyorum içimizdeki yabancılar
hatta,umurunda olmadıklarımıza da gelsin



-Ben eksildim,kent çoğaldı,kent eksildi ben çoğaldım
ne diye çıktım ki asma yaprağının gölgesinden!-



Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (14)

5.0

100% (14)

Düş çiçekleri aşkına! ne denirki temmuz'da sana/ellerini aç ellerine dökeyim içimi Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Düş çiçekleri aşkına! ne denirki temmuz'da sana/ellerini aç ellerine dökeyim içimi şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Düş Çiçekleri Aşkına! Ne Denirki Temmuz'da Sana/Ellerini Aç Ellerine Dökeyim İçimi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ay yüzlüm Zaman
Ay yüzlüm Zaman, @ayyuzlumzaman
29.6.2015 17:29:48
5 puan verdi
Biz seninle bu mevsim
Sabah şarkıları söyleyelim
Senin saçlarında bir tutam Temmuz çiçeği
Sonra....

Canı gönülden kutlarım emeğinize yüreğinize sağlık...Kocaman sevgiler,saygılar şiir yüreğinize ve çok teşekkür ediyorum...
Nurefşan.
Nurefşan., @nurefsan-
19.7.2013 12:01:53
5 puan verdi
bugün okuduğum en güzel şiirdi... şiire yorum gerekmiyor kendi içinde kendini bence dizeler kutlamış
saygılarımla
Gule
Gule, @gule
16.7.2013 18:41:00
"yalnız bir bankta oturup,
kimsenin üstlenmediği bir düşü sahiplenirsin
üşür ellerin"...-Doğan Güneş-

o gün bugündür bir düşün ayak sesleri işte böyle kulaklarımı tırmalar durur....ve ne zaman yağmurdan cilası kaçmış, yan yatmış paslı çivilerine çekiç vurulmayı bekler gibi olduğu yerde sabit gözlerle bize bakan; üstelik hallerine bakılırsa üstüne oturulmaya pek de gereksinim duyulmayan, elverişsiz bankları görünce; yanlarına gidip üst üste yığılan düşlerden ilk önce seni sorup sonra da teker teker kanat takıp hepsine, güneşli göğe uçurmak geçiyor içimden...

ki düşler her zaman yolculuk halindedir bilirsin...verdiği her molada kendini yakalattıracak bir ip ucunu seve seve bırakır giderken...ve varacağı en son durak, sürüleceği tek yer yine üşüyen ellerin olur...

Temmuz ayında böyle üşümesi insanın ondandır...
ondandır uzak iklimlerde açıp, sürgün düşmesi ellerimizin...
ama unutmayasın ki -güneşli günler görmemiz de yakındır-

ki Doğan Güneş de bizim tanığımızdır...


adının güzelliğiyle hoş geldin diyorum...

ki güneşi kucaklayacağımız, uçmayı beceremeyen düşleri kıyılarına sereceğimiz daha nice şiirlerinde buluşmak dileğiyle...

Yaralım tarafından 7/16/2013 7:04:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
Guldane Dal
Guldane Dal, @guldanedal
16.7.2013 18:01:45
5 puan verdi
hüzün yakışsada sana
gülmesini de bilmelisin Doğan can...

sevgilerimle...




Yakamozmavisi
Yakamozmavisi, @yakamozmavisi
14.7.2013 19:56:54
5 puan verdi
Öncelikle gecikmiş olsam da hoşgeldin şair.

Şiir ve mektuplarınızı okurken acıdan seviye, düşlerden özlemlere değin
insan hallerini kuşatan tüm duygular canlanıyor.
Şiirdeki sesi duyuyor, ardına düşüyorum.
Şiirselliğin derin, dingin coğrafyasından geçiyor,
dizelerin ardında kendi yaşadıklarımın gölgesinde an be an nefesleniyorum.

Bir eseri yaratıcısından ayıran, bağımsız bir kimlik kazandıran nedir sorusunun cevabı;
okuyucununda şiirdeki duruşa, duyguya ve düşünceye teklifsizce eşlik edebiliyor olması sanırım.

Şiirin girişinde sanki bir şifrenin ipuçlarını fısıldıyor dizeler.

Ateş ve su, su ve ışık.

Acı çekmek!

İçimizdeki tüm iyilikleri,hayata değer katan her şeyi ona borçluyuz diyor yaşamın ustaları.

Yanmadan geçilesi bir yol değil aşk.

"Dünyanın bütün sokakları aynı şehre çıkıyordu.."

Tebrik ve teşekkürlerimi bıraktım güzel sayfaya.

Saygılarımla.


Sev_tap
Sev_tap, @sev-tap
14.7.2013 16:56:54
5 puan verdi
günlerdir gidip gelip okuduğum bir mektup ve bir şiir...

öyle naif, öyle kırılgan ki her bir sözcük, her bir harf...

sanki altına bişeyler yazmaya kalkışmam bu sevdanın duruluğunu kirletecekmiş gibi,

sanki her harfine bir karartı olacakmışım gibi düşündüm ve sustum...sustum...sustum...

sonra düşündüm,

düşündüm ki, acılar dostlarla paylaşarak azalır,

mutluluklar yine dostlarla paylaşarak çoğalır...

ve sen dostluğunun gölgesine sığındığım yoldaşım

gölgem her daim senindir,

ne zaman yağmur yağsa, ne zaman tipi boran olsa,

ve zemherilerde üşüdüğünde ellerin, yüreğin,

bilirsin ki kapım her daim açıktır sana sinemle beraber...

şiirine dair çok şey demeyeceğim,

bir şiirimde demiştim ki, "sevdanın koyusundan ölüm olur bilirsin"

ve bazen ölümlerde yeşerir sevdalar çoğalarak yedi kıta, dört mevsim...


kalemine, yüreğine ve sevdana saygımla can dost...

Sev_tap tarafından 7/14/2013 5:00:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
13.7.2013 19:08:01
Çiçeklenmiş dallar uzattım sana
kocaman kanatlarıyla serçeler uçurdum
göresin sevesin diye
-Bu gece her taşın altından bir şiir çıksın istiyorum-
başımı uzattığım pencerenin önünden
gözleri dehşet çağrışımlarla yüklü insanlar geçiyor
dışarı çıksam ihanet etmiş olur muyum bazı şeylere’?
omzumdan tutun beni kırılgan harflerim
rengarenk bir sokaktan bir tünele gireceğim şimdi
bir plağın bozulan kısmı durmadan çalıyor odada
bırak dinlesin diyorum içimizdeki yabancılar
hatta,umurunda olmadıklarımıza da gelsin



-Ben eksildim,kent çoğaldı,kent eksildi ben çoğaldım
ne diye çıktım ki asma yaprağının gölgesinden!-



Seven yürek seslerini okumaktan haz aldım üstadım
Yüreğini kalemini alkışlıyorum
________________Saygılar
Evvel
Evvel, @kuskun-cicegim
13.7.2013 15:22:41
5 puan verdi
güçlü bir şair keşfetti bu şair

ve mutlu oldu...
Feyza Can
Feyza Can, @feyzacan2
13.7.2013 00:20:59
5 puan verdi


Bu taşın altındaki her şiirle vursunlar ellerime.
Ki parmakları kanayana dek yazması gereken şairin ellerini tutayım.

Sabırsızlıkla beklediğim, okumaya doyduğum sayfana boynu kırık karanfil bıraktım.
Boynu kırıkta olsa karanfil güzel kokar.
Sessizce okuyum tekrar.

Sevgiler mürekkep.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL