2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1978
Okunma

kesirsiz hesaplarım vardı
oysa benim
aklımın ermediği dilemma
suçlarından gönlümü akladığım
delik ceplerimden sakladığım
küsüratsız
günü üç lirayı geçmeyen dünyam
-I-
ekmek
nimet-i kebir
yaşamanın yüze vuran minneti
kutsallığın ışığında her kırıntısı
el üstünde
hürmetle her şeyden üstün tutulan mübarek
sevilecek sevgili teninde gül açan
sıcaklığı iliklerimde
öperken dudaklarımla sevgili niyetiyle
oysa ne ki bedeli
hepsi hepsi bir lira
vay be
ucuz roman
hayallerimdeki asil kahraman
uğruna mahpus damı
yoksa para
başını yer yakar adamı
-II-
zeytin
siyah incisi bel kemiği kırık fakirliğin
sabahın utanmaz bakışlarından
saklanırken güneşin
dar sokak sotelerinde
tabelasız bakkallarda tanıştım onunla
terazinin altı oyuk kilolarına
karşı duran spartaküs oldu
vazgeçilmezliği anlamıyla doldurdu
kahve köşelerimin kuytularında
kaçak tütün kokusu
gırtlak yakan tadında
kirli sandalye
bir gazete kağıdı
üzerinde yazılacak bu delikanlının ağıdı
-III-
çay
sokak çocuğu her zamanki açlığında
koynunda sevgili sıcaklığı
ana tadı gibi
ucuz etin yahnisi
çatlayan nasırlı ve kirli elleriyle
parmaklarıyla
azığı
nafakası
dünyaya küfrü adaletinin
sekiz on zeytin
o da hepi topu etse etse bir lira
geriye kalan
sıcaklığında gün dolacak
avuntusunda akşam olacak
bir bardak sıcak çay
ama bir liralık duble bardak olacak
dedim ya,
dün çalıştım
kağıt topladım
çöp karıştırdım
ölmedim
bir gün daha yaşadım
-IV-
üç liralık dünyamda bir gün
sevgim
nefretim
aşkım
ihanetim
beş para etmez sözlerim
küsüratsız kavgalarım da var benim
yarın mı
kim öle kim kala
elbet Allah kerim
5.0
100% (6)