43
Yorum
52
Beğeni
4,9
Puan
2240
Okunma

neyse ki, biri ağlayabilir bakarken uğursuz aynalara
şiiri de ona yıkarız, göremediğimiz yıldızlara hâtıra
eski çamlar bardak olur, çocuklar büyür
sonra, içlerinden biri annesini özler
içlerinde en pehlivan olan köyünü
kızın biri utangaç saçlarıyla kınayı bekler
yüksek binaları ayıklarız, çayır çimen yürüyemeden
salkım, söğüt kararak şefkatini bırakır memlekete
fena dertlenirim, çok gölgeli bir türkünün dibinde
gece tozumu alır, üstümden ayırmadan gözlerini
kalbimi saklarım ömür boyu
Tanrı onaylamaz
iliklerine kadar pıhtılaşmış yüksek topuklu kadınlığımı
şimdi desem
düşünce kırılır cam
tren yükü özlem şuramda
n’apayım, nerede hiç gitmediğim harman yeri
beni sus’atan gurbet Yılmaz Güney filmlerinde
neyse ki küflenme aşısı oldu nice eski çocuk
biraz senden, biraz benden toplanır kırılgan esrar
çiçeğe ihtiyacı olan bahçeler, renksiz öyküler
belki yağmur över bizi, eşitiz işte
neyse ki, biri tek başına söyler şarkımızı
yalanı da ona bırakırız, hiç hiç diye sevişirken
birkaç gün konuk ederiz son kırk yıldan gelen hâtıraları
sek sek oynarız nice anıda
ağladığımızdan değilde, büyüdüğümüzden susarız
rakıda dünden kalmış zaten
neyse ki sıvazlayacak biri vardır tam ibretlik sızdığımız rüyaları
bak bu yazdığım çok içli
zaten hiç okşamamışız ki birbirimizin düşlerini
neyse ki biri anlayabilir suçumuzun masumiyet olduğunu
derinlere ışık tutanların görebileceği şekilde
bir sözcüğün gölgesini bırakıp dudaklarına
biz alçakgünüllü bir masal tadında susarız...
önce,, seçici kurula saygımla
okuyan , yorumlayan, yorumlamayan
sayfamda bir nefes yoldaşlık eden tüm dostlara sevgimle
beni hoş görün tek tek ilgilenemeyeceğim şairlerimle
teşekkür ederim....
5.0
98% (50)
1.0
2% (1)