0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
898
Okunma
Damardan tabutunda saklanma vakti
bize ayrılan sürenin sonuna gelmiş bulunuyoruz
kapatabilirsiniz mikrofonları, perdeleri
muammanın ölü çiçekler ile kaplı olduğu yüz
lütfen ağzınızı siliniz,
ıkınmadan bir de kapıyı açabilir misiniz?
İnsanda tapulu arsalar gibi çitleriyle meşhur
çitleri çıt çıt kıran kış ayazı oluverir kestaneleri
oturacak son durak beton bir teneşir
o da yoksa daha kötü, toprağı olmayan bir şehre gömülmek...
kömür gözleri sahipleniyor ağlak suretleri
ben arabalardan iniyorum,
buhar oluyor artık yüreğin aşk hali
gözyüzüne dağıldıkça, hissizleşiyorum.
Dinleniyorum galiba, birileri en mahrem bakışlarıyla
akıl odasında tenler biçiliyor.
zaman terbiyesiz bir çocuk kadar pandikle meşgul kulağına insanın
tıkanan kulaklar almıyor gerekeni
söylenmese bir de iyidi diyor.
Satır arasında yaşanmışlık
bir veremli
bir kanserli
vebalı güncesi göz içre kırmızılıklar
görmeyincede mutlu oluyor insan kendini
ve konuşmasa da, duymasada kendi sesini!
Duvar arkasında biriken ana sütü kadar
temiz ve doğal mikroplu abdestler aldırıyor Mikail
yağmur sesine muhtaçlıktan çeşmelere koşuyorum
akıyor sular;
kireçsiz,
pudrasız...
Tabutunda turuncu avuç içleri kadar masum değilim
sela mı kendim okuyup kendim veriyorum ruhu teslim
Ey kıçı pasaklı,
bol makyajlı yaşlı şehir!
hangi caminin minaresine çıksam kazaya bırakıyorum artık
mabedsiz kalmış aşk vakitlerini.
5.0
100% (6)