Üç tarafı yalanlarla çevrili bir ada parçasında
Ruhuma kazınmış zamanın su-i zannı.
Asi bir ergen gibi çırpınıyor doğrularım,
Ne yana baksam hakikat kılığına girmiş
Bir sürü yalan kovalıyor aklımın köşelerini.

Girift bir vitrinin en sahtekâr doğrusuna
Hakikat elbisesi giydirmeye çalışıyorlar
Ne başı ne kıçı uymuyor bu kadar yalana
Hakikaten çok gülesim geliyor.
Satılığa çıkarılmış bu kadar ruh arasında
En pahalı yalanı söyleyenin, söyledikleri;
Gelip oturuyor bir sürü doğrunun üzerine.
Altta kalanın canı çıkıyor usul usul teninden,
Dişini geçiriyor en azılı yalanlar mazlumun ahına
Ve mazlumlar ahı ile kalıyor, kaldığı yerde.

Alışınca bir süre sonra bu zülüm dolu sahnelere
Mazlumlar yalancı, yalancılar mazlum oluyor
Her neyse işte, sözün özü;
Mektubuma başlamadan evvel selam eder,
Yalanlarınızın gözlerinden öperim.