0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1396
Okunma
gök kubbenin ağlarmışcasına yaprakları dökülüyor
beline dolanan sarmaşığım tırnaklarınla kökümü yol
farksız algım bahşedilmiş saf duru bir bebekten
bu fikrimin derinlerinde inşası kof kötü bi yol
huşu, yaş benim şu koca aşk yarindir diyene.
vebalini elimle örtem melaikem pert diyemem.
son bahar öpüşürken yazın ağarlığıyla
ben savrulurdum bilinçaltımda bir yerlerden bir yerlere
Cehennemin noksan kısmı vebalime günah.
Ağır iken taşıyamıyorum efalini günah.
Yarin ikametine yolcu yolundaysa,
Yolu adımlarken mefaline konan hüma günah.
veyahut ısla kuruyan kursağımı şarab-i zemzemle,
ses soluğun kesilişi hem senden, hemzenden
günah sevabından, sahra serabından..
kem ferimden gitti, ben hem serimden hem senden
gösteriş ise istekleri aşk dudağında kurbağanın.
muallaki nâr-ı aşk, nef-i ye mi rastlar tırsağa mı ?
ellerim ve nazarım gök kubbeye kilitli
ben zemheride bulutlardan kar misali sır sağanım.
cismim yoktan az, misal aşkta basma kalıp.
dudağının mühürünü dudağıma as bakalım
bilindik şeylerin tekrar bunlar, ki malum;
üzümün tükeneceği gün elinde bir asma kalır
Aşka tabii gönlüm, aşk ilim.
Başka keyfe nazır değil, gözlerinde yaş ilim
ve her bir kaldırımında parmak izin
amma izin gaybi cevabı ne yaş ne baş bilir.
kızsam, öfkelensem de ben sana aidim
adının baş harfi yerle yeksan etti vahidi
der; nedendir bu acı, meşakati isteyişin
cevaben; ’’aşk, başka aşkta bozdurdu ben ile ahiti ’’
nâr kovuğunun oyuğunda nardan gemim..
yordamından şaşan fikrimin artar gemi
tepkisiz sinirlerim, can çekişen hücrelerim
öteden temasına hayran tenim sen iste sarkar gelir.
//Nârdanadam.
5.0
100% (1)