1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2015
Okunma
Şümulüme bıçak gibi bileylenip kertil
Mizacıma terfi, her zamankinden sertim
Yerinde mi ertin, ciğer pare pare
Bir damla kızılcık ol yarin ciğerine serpil
Aramızda ki mesafeler gözler ile bir atım
Sana koşar fütursuzca, pervasızca kır atım
Prangalara vuruldum, acizane pas tuttum
Sen işlev durumdasın gözlerimde, ben atıl
Gülü sevip var eden dikene nasıl kıysın?
Nasıl kıysın yarenine ölüme varken kıyısı
Doğru tadacağız hepimiz mühim olan haz almak
Lezzet tomurcuğuna hakim ölüm haydi şimdi kıy, ısın.
Kuşluğu selamlarken kanatların çırpışları
Uğultularına eşlik eder maziyi yırtışlarım
Asıl olan sükûnette curcunayı bulmak
Bul ve yad et geçmişini bak, çoğalmış kırışların
Şahsı tenzih gün eşindi, dönüp bak dün el
Ayna boyu ferine, düğüm boğazına aşkın el
Esrarının perçemine pençe şimdi bak ve gör
Şuan yari yak ve göm. Ben senin, senin aşkın el
Na mümkündür bunca zevke sefahate alışmak
Ya, secde seyf et ya apış kal vebaline karışmam
Yapışkan iken duygularım, bu denli duygulara
Ölüm elbet senide benide santimiyle karışlar
Mecaziyette zifrani sükûtun belagati
Aramaktan bi çareyim ne güç var takatim
Ne için yaratıldım ve neden genze har atıldı? derken..
Baktım ki muallakta asılı bir ben bir de şiirlerim afaki
O ateştir ki ; yemiş ham çeliği güçlendirir
Örs’ elendim kudret şahı haydi gel ve yık bendimi
bismihi subhanehu, vurun yiğidin böğrüne
Eli cisim değil mana tutar maneviyatın her ferdinin
Benim gözümde olurun hiç ender hiç dereke
Sahi gülünç durumdaydım ciddiyetti gereken
Somurtup dur yine tavandaki ipe as yüzünü
deste yünüm için sana muhtaç oldum herekem
İzlerin nerede kasva masivayı kaplar cüda
Bu serzenişti asra leş aklımı pakla hüdam
Aşındığım kumlara yıkıldım sayende
Ölüm aşkı bekler, zemheri geçmiş iken bak gün an.
Bari yazdıklarım beyninin bi kısmını irdelese
Fikirde sen kaldın, beyin fırtınamda sen eser
Bir adım kaldı avuçta toz ferimde köz olmaya
Gel dilimde söz ol yazıtlarımda sittin sene sen.
Hu’ lara karışır aminlerim vasiyetimi topla
Gördüğüm an tansiyon, yürek senkronize hoplar
Ne soy ne soptan, inancın bağlılığın.. Ondan başka
Söyle hangi hami eder var olanı yoktan
Sahrada cayır cayır yakılmışken karda iz oyun
Mühürlü ham sandığında sensizliğe biz oyu
Sen bu denli muhalefet iken körpe duygulara,
- yahu eline düşürmeyin can yerimden siz oyun.
Güle yaşam kaynağı, pis vebalime nur su
Mübalâma vesair, kül şemalime nursun
Gözüme vuran güneş hayallerimi morarttı
Tozpembe yaşayamayan Nârdanadam’a vur su.
Uykusuzluk yoğurur gözlerimin çapaklarını
Ufuk bakışlarına bedel saçımda ki çapı aklarımın
Boğazıma kadar sana bandım gel temaşa et halimi
Toz olurum iste , bana gelen altına ayaklarının.
Sek olmasın lüzumu yok sen doldur ben içerim
Kadehlerde yalnızlığım, teşrif et gel içeri
Ekim boyu baş verdi, ben ekime yaş verdim
Az gelmiş olacak hem filizlenir hem biçerim
Bal renginde köpüklerin baldan tatlı ırmakların
Ulaşamadığım her anı deşercesine tırnaklarım
Göğün kasvetinde saklı içimin sıkkınlığı
Esrarıme merhem, hem pusmuşcasına sır Râd’ ların.
Yağar her an yığın yığın rahmetin güzeli
Varsın gönlün şen olsun hem eğlenip hem üzelim
Hoşnut mu? Talan yüz.. Ağustos sana güzel
Amma unutma şubatlara gebe kara güz elin
Boğazlar düğüm iken sen dönüpte aş kayır
Lezzetine şükranım inan yiğeylemem başkayı
Adın dilime file koskoca ilime boca
İzmaritime filtresin damağımda aşk kayıp
Bir saniye! Belki görsem huzuru bulurum
Kaybederim geçmişimi zuhuru ve şuuru
Hayaller katından boşluğuna sarkıyorum
Yüküm ağır düş an, kanadıma boca şu nuru
5.0
100% (1)