3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1812
Okunma

Bir sabah güneşiydi
Narin, küçücük elleri vardı
Yapraklara tutunmuş karların
Düşerdi ve savrulurdu kelebekler gibi
rüzgarda
Solgun değildi asla,
Işıl ışıl parlardı gökyüzünde.
Sense çok uzaktın
Donmuş toprağın uyuyan gözlerini
okşayan karlardan
Yalnızca üşümüş çiçekler gönderirdin rüyalarıma
Uyanırdım sensiz
Gözkapaklarımda soğuktan titreyen günışığı
Yanardı içim yağan karlar kadar
Dua ederdim
Götürsün diye beni sıcak bir rüzgar.
Bense
Anlaşılmaz bir insandım
yüreğinin ıssız bir köşesine büzülmüş
Beyaz bir kar tanesi kadar sensiz
Belirsiz bir uykudaydım
ruhlar kadar esrarengiz
Bir boşluktum kendi yüreğine çöreklenmiş
Unutmuş gibi bütün dünyaları
Kıyasıya kendime çekerdim
Kuşlar kadar kanatlarına tutsak rüyaları.
Bir sen biliyordun
Bir de sararmış yaprakların üstünde
titreyen karlar
Acısını ayrılığın
Hiç bir şeye benzemeyen şarkı gibi
Yüreğinle hissediyordun üşüyen ellerimi
ve anlıyordun uzaklarda olsan da
Yüzümdeki çizgilerden
Seni nasıl özlediğimi.
O yüzden
Her sabah güneşinden önce ben
içimde sonsuzluğa yol bulmuş yangınlar
Seni hissediyorum
Küçücük narin ellerinde karların
Barış imzaladım anladığı için acılarımı
Yürekten kucakladım
yüreğini soğuk rüzgarların.
Şimdi ben
Bir sabah güneşi gibi titrek ve cansız
Sevginin gücüne sığındım
Meyvelere yol bulmuş ağaçlar gibi
Artık bırak umutları
Büyüsün içinde kocaman
ve tasalanma benim için
Düşünme soğuk rüzgarları
inan ki döneceğim, güldürebildiğim zaman
Soğuktan ağlayan karları.
Hakan Zengin
...
5.0
100% (5)