0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1013
Okunma

oysa şimdi evimin duvarlarına hoyratça çizdiğin bir resim gibiyim
amansızca zehirliyor bütün renklerini yalnızlığım
siliniyor gitgide.. o çocuksu masum yüzüm
hani bir türlü gözlerini kaldırıp ta bakamazdın
korkardın o derin bakışlarımda kaybolmaktan...
bu yüzden miydi gözlerini kaçırışın?
yalnızca iki renk kaldı şimdi..
biri siyah, diğeri kırmızı...
tek kişilik bir sinemadayım sanki
en ön sıradan seyrediyorum ayrıldığımızı.
şimdi anlıyorum neden bu kadar çok sevdiğini bu renkleri
ve ruhunda bıraktığı o buruk hazzı...
sonra alev alev yanan
bir deniz kenarında buluyorum kendimi
yüreğini incecik bir ırmağın suladığı
nice rüzgarlar alıp gitmiş ayak izlerini
ve kokunu...
bakıyorum .. o ihtiyar balıkçı da yok ve o eski kayığı...
ama hala hatırlarım.. fısıldadığı sözlerini;
"bu kızı bırakma, mutlu et onu."
ıslak bir çift gözle seyrediyorum
bir bir silinişini anıların...
bir bir buharlaşıyor sanki avucumda
yalnızca lacivert bir damla kaldı parmak ucumda...
umutsuzca tutunmuş bekliyor;
bileklerimden sızan son kırmızıyı
ve biliyorum göremeyeceğim kapanışını perdenin
seyredemeyeceğim yokluğunu...
aldırma çığlıklarıma etmedim sana ah
ve tükenir son kırmızı...
affet beni.. bundan sonrası siyah..
hakan zengin