4
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2509
Okunma

çok sustuk..
ve sustukça paslandı..
ne açılıyor ne de kapanıyor gözlerim...
çoktan flikalara binip gitti rüyalar
umutların çatırdayan güvertesinde
uçsuz bucaksız denizler gibi yanıyor
gözyaşlarım
kızgın bir uzun yorgan gibi acılar
en sessiz inleyişlerin çölünde..
ne yanıma dönsem cehennem
içimde yangın yangın küllenir
sadece sen ve benle dolu hayallerim..
ne zaman bir çeyrek nefes bulsam
seni sayıklarım düğümlenen boğazımda
umutsuzca çerçevelenir baktığım her şey
içinde yalnızca senin gözlerin..
ve sessizce çınlar kulaklarımda bütün şarkılar
duyduğum yalnızca senin sesin...
ellerimi bıraktığından beri
yalnızlığımdan koca bir şehir yaptım..
sokakları loş ve karanlık
fakir insanların kalbi kadar zengin
ve öksüz çocukların umutları kadar dolu...
ve sokaklarına kocaman resimlerimizi çizdim
hiç bir zaman yanyana olamadığımız..
hiç kurumayan gözlerimizi sildim
ve en büyük meydanına bütün bir heykelimizi yaptım
hiç bir zaman "biz" olamadığımız...
ve her cadde başına bir sinema koydum
kapalı gişe sen ve ben ve anılar...
bütün sokaklara, kafelere senin adını koydum
ve her gün bir kutlama.. havai fişekler.. lazerler...
ve sonra
ve sonra ateşe verdim "biz"i
hiç bir zaman tutamadığım ellerini
başımı koyamadığım omzunu
uyuyamadığım dizlerini..
ve her şeyi...
ve şimdi sus artık !
nice acılarla dolu zavallı yüreğim
bekleme, bitmez bu sonsuz ayrılık
çaresizce bir tabuta kıvrılır bedenim
gözlerine açık, dünyaya karanlık..
hakan zengin
5.0
100% (7)