Aynı saygım, ayrı gayrı duyguları resmet
Dudaklarıma bahşın gayb-i kaygılandım resmen.
Ki aşksa eğer gözünde kıpırdamayan yapraklar
O vakit ben ol deli rüzgar bir ömür boyu esme.

Yazık ki beni paran gibi harcadın
Gamsızlığın beni, gözyaşlarım yıkar camı.
Benimsettin haramı, açık kalan yaramın,
üzerine tuz mu olucan, o az biraz sıkar canım.

Doğru yan yanlışım, bu tek doğru seçimim
İstediğini aldın gayri bırak artık peşimi
Elin alemin arzusu ganinin dahi peşini
İstemişim çok mu ? olmasını Gülden kırma bir eşimin.

Uzat elini, inan tutmayan namert
Kopsa dilim inat okunacak bu nağme
Bir iki çırpındım lakin baktım aman yok
Hoş gerekte yok zati toprağa bakıyoruz madem.

Kor ateşlerin şamdanı keyf eder der dur muma
Zat-l Berf ’ e göre nefse ne hacetmiş durdurak
Bahse girmem, bahs edilmez yok böyle tevafuk
Yüz çevirdin yazık, yüz vermiş iken nur nura.

kulaçladığım okyanus, balçıktan filikalar
vuslata an var iken yok idi diri kalan
ağzına dayanmış avuçlardan çömlekler
geleceğim ana dek tüketilme, birik aman.

sahilin biri, irili ufaklı taşlar
gırtlağı düğüm serçenin başı olmaz aştan
nefsini müdafaa minik pençecikleri
amma halvetine aşk işlemez kaşına taşlar.

malûmatım noksan mazur gör hayretimi
mükafatı verilmeli takdire şayan gayretinin
gün kadar ayan, açık seçik baya
gece gibi usul usul sev izdivac-ı namzedini.

ne kalemimden ne mürekkepten usanmam
İlahir taşır bizi ebediyete bu sandal
kan deryalarına pıhtılaşmış kürekler
bu mürettebatta gayri susanda bir pusanda.

dört duvar, sessiz ve mahsun çığlıklar
her tuğlasına kur yapan zamane şıllıklar
mürekkebime yalanmaktan divane olmuş
Her refleksime münasip görünen çırmıklar.

eridin, bakma gördüğüme
Tütsü kokan parmaklarım benzer kördüğüme
Çözümsüzlüğü ele alan eflatun bir temasın
Bir var bi yok temasım gözlerine kör güğüm el.