5
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
2244
Okunma

0’n -emir- dan
Bir’ e
sevda idi yolculuğum
bir’den iki olan
ikiden çoğa hicretim
ve adına din dediğim
Sümer destanlarına
ve ilk su hüzmesinden bu güne evrimleşen duygularım
sen ilacımsın
___________sen celladım! Başımdaki dumanım, diyetim!
Yokluktaki rahmet
Varlıktaki sır
_______sen sıratım!
iki kapım
ne zaman birleşecek yakam
“inanç” kelimesiyle “ümit” kelimesini yer degiştirirseniz
“Âhlak” kelimesi “zevk, mutluluk” olabilir
Ve korkmadan da sevebilirsiniz
Çünkü “korku” “öldürmez” yaşamayı engeller
(Ve sorgulayın, adına din dediğiniz şeyleri)
Birini “gerçekten” sevebilirmisiniz?
_______yeterince tanımıyorsanız, neden olmasın…
___çünkü insan “ben” i sever, yada “sende” buldugu “ben” i
Kıskançtır ve egoisttir önce;
Bir elmayi yemek değilde paylaşmayı ve asla bitirmemek için, hep kenarından kenarından kaşık sallanılan dar gelirli memurun, tabağının ortasındaki “et” e hafif temas da ederek ve hep kuru fasülyeye hücum ederek: bir paylaşımdır, bitmesin diye
Aşımız, aşkımız ve en insanca duygularımız!
Ve Lidyalılar parayı buldugu için, parçalanan Libyalılarmıdır yanlızca? Ve satılıp-alındığını sandığımız şeyler;
Ve şu “an” evet, evet, şu “an” ı ve saniyeyi,
-dedim ve geçti o “an” dikkat edersen-
bir daha asla, yaşayamayacak olmamız, ne korkunç değilmi?
Ve doğmak: ölmeye başlamaktır
Ve ölümden korktuğu için, öldürür insanlar!
şu parıldayan güneşten payım ne kadar
O duvarın harcındaki mayam
Fıtrat dediğin ki hamurdur
Ya pişirip ekmek eylersin yada
Yakıp kendini harman eylersin
Sarmaşıklar dağlara doğru
Ve akşam yaylalarda
Gün aşırsam koynuna
gün sızmasın bensizligine diye
Söz ateştir her ağızda taşınmaz
Gözlerimin içerden örtüldügü yerim
içimdeki parmaklıklarım
Ve mezarlarım aç
Biz sen ve ben üç kisiyiz
ışık almaz suratımız
Sokaklarda ağız kokusu
Çignenip atılmıs sakız
Ağzı iklim kokan iki nehir
Ve bir nefret gibi tükürülmüşüz dünyaya
Korkunç kokan
Biz seninle iki buğday tanesiyiz
Zamansız kesilmiş
Ölümsüz düşman gibiyiz
Aslında biz seninle yarım soğan yarım sarmısak
Biz seninle kozmik bir çağrıda dirilmiş
iki başak
Nihavend makamı doğramış bizi
Öldürdükçe yaşayan
Kana susamış insan
Romantik yalanlarım
Ve kana susamışlığım hariç
Öpmelerden utandığım
Gürgen ağacı gibi gözlerin
Sağ yanımda bir kurşun
Sol elimde kürek
Mezar işçisiyim belli
Öldürmek benim işim
Keşke diyebilmek kadar
Başını göğsüme dolandırdığında
Nefesin uyusaydı boynumda
O kadar soğukmu güney doğu
Yaslansam gürgen boyu
Sırtın hiç üşümeşe
Bir namluya bir sana bakıp
Kelimelerden utanmasam
Ellerim ellerini seviyordu oysa
Dudaklarım koynunu
Gözlerin içine güneş salkımı yüreğini
Ben zannediyorumki bulutları
Bakmassam korkup kaçarlar
Elimden yanlızca kurşun geliyor
Artık vuruyorum sevdiklerimi
Bir bulut çıktı göynüme
Ve ben çiziyorum hudutları
Savaş ne kötü seydir kızım
Her gün yüreğime yağmurlar yağdırdım
Göğün bulutlarını dağıtmaya yetmedi rüzgarım
Ve ben çıkıp içime alacağım laneti
Af et diyeceğim
Ölüm ! beni ! affet!
ve hep kal dediklerimizdir, git deyince gidenler
"kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor."
5.0
100% (7)