3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2263
Okunma

Hayat hoyrat bir umut
damıtmak için ayrığı
uyutmak
yakın olan her şey
aslında ne çok uzak
içimde şeytanlar tepişmekte heyecanla
kavraması zor bir hava yüzüyor etrafımda
yutarken hissimde bir yangını ciğerlerimle
suçluluk ile dolu sonsuz bir arzuyu
unuturmu
unutulamayanı
her yol üstünde
tanıdık ayak izleri
yada Serengeti yaylasında
bir gönüllü edasıyla
aslana teslim olan ceylana
dalıp gitmek te niye
Bazen sanat büyük bir aşkı içine alır
kadınların en güzel formu
Ve hamam böceği ve yanıltıcı bahanelerle
rezil iksir alıştırır dudaklarımı
içilirmi içilemeyen
yada sarhoş edermi içtirmeyen
Tanrı’nın gölgesinden daha ileriye doğru
Nefes nefese yorgunluk ile kırık direği
Can sıkıntısı ovaları derin ve ıssız yeri
Çekişitirirmi habire cesedi hala
Ve gözleri karmaşa ile doldururken
Kirli giysilerin açık yaraları
Ve kanlı yıkımları omurgaların
dökülürmü sokaklara doğru
aşıkların ölümü
adalet divani gibi olmaz
kanun namına durulmaz orda
yada kanundan kaçarken
keman yaylarına ileşir
bir ıslık bile
demir lokma gibi
takılır kursağına
yatakların hafif kokuları
ve divan derin mezar gibi,
yaban çiçekleri raflar üzerinde,
Taramış gökyüzü bizim için en güzel saçlarını
bir yeni günde bile
bin yıllık hafızalarımı doldururmu yine böyle
arzulara giydirmiş son ıslıklarını
Kalplerimiz iki büyük meşale
çift ışıklarını yansıtırken akşama
aklımız ikiz aynalarda
gülden bir akşamda mistik mavi gölde
değistirirken şimşeklerini
vedayla suçlu up uzun hıçkırıklar gibi
Ve sonra bir melek aralar kapılarını
yeniden eğlenceyle canlandırmak için seni
kırık aynaları ve ölü alevleri
içinden söküp alırmı
unuturmu
“yeni” bir bahane olurmu, hayat onarırmı
Yada her sey eskide kalırmı
Eski ve yeni
Dururmu böyle her günde
ne zaman artsa ağrılarım sana ağrıyorum
yıldızlarla resimden geliyorum
sokak lambalarıyla sevişmek gibi
ülfetin
nikabı yerin
düştüğü yerde seccadenin
Naçarlığı sevdanın
topal ayak yaşıyorum
elinden sulu boyalı
bir kelam
Yüreğimde iğne oyası yerin
seni
Resmederken
basit cümle yarasıyım
Bir
Ortak paydamız
Müşterekliğimizi anlamlı kılan
Kelime ismi hüzün olan
Hatırladıkça sol yanım
Zamanlarına kayıt bırakan
namelerinden arta kalan
Terennümlerin
sen istedin diye doğmayan güneşlerim
yıkasan silinmeyen
kül tablalarının kirinden
Sen geliyorsun aklıma
Papatya kokusularıyla hissime
tanıyorum geçtiğin yolları
Biraz mahmurca bakışların
kelebekler görüyorum yolda
Duvar diplerine bırakılmış acılardan
Yorgun ihtiyarlar gibiyim
Sen tüm sokaklarımdan geçmişsin meğer
Aklımın karıştığı mahzenlerden
Bir adam izlerinde
sen geliyorsun yine
Hayallerim aklıma
Hiçbir şeyi görmüyor gözlerim
Gireceğin kapıdan başka
Gözlerimi açtığımda yalnızım
Ama kapadığım zaman karşımdasın
Okyanusun ortasında bir gemi enkazın
Yalnızlığım bir dağ başı
sarı balık zekası
Her şey hafızamdan çıkmış
Şimdi bir ıslık bile ağlatır beni
Öyle yorgun öyle sürgün
Unutmaktan geliyorum...
Bâzen aklıma geliyorsun
gelmesen olmuyormu ?
Sakladığım ellerimi yüzümde
Damla damla döküyorum hergün seni
kızıyorum biteceksin diye
Bir sebebin var uzaktasın
Uzak kalmak zorundasın değilmi ?
dönüş zamanı belli olmayan
Bir yolculuktasın
okyanusta tek başına
Kıyılarıma vurman ne zaman
Bozkır tüm çöllerimi
seninle içecek
Bulutlarım
Damla damla akacaksın içime
Geceyle saklı gözyaşlarımı
içmelerin ne zaman
Mutluluk meltemleri gibi
ateşin varlığına talip
Sevgi fidanları gibi amansızsın
bir masal
Sana kavuşmak hayatın sonunda
Sana geliyorum sarıl boynuma!!
rengine göre,
isim değiştirdim.
gerçek adım
ayakkabı
Oysa ben yol olmak istiyordum
5.0
100% (1)