1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1029
Okunma
Herkesin susması gereken yer de
Konuşur musun benimle
’dua eder gibi dudakların’
Sabah olabilir yine
Güneş açabilir resmin doğusunda
Yirmi dört saatin ilk yarısında
Puanlı acıların alacasındaki güne
Umumi yaşamak adı altında dünya
’Arıların bal damlayan ağızlarının yanı sıra,
acıtan bir yanı da vardır ölmek gibi’ derken
Bir de murat alınmamış yıllar ardınca
Dinlenen binlerce şarkı misali
Bırakıp yüreğimin koltuk altına yalnızlığını
Yeşeren hüznün de
Dünden kalan göz kapaklarını açıp
’Saklar mısın yarının katıksız ve ak göğsünü’
’Ağlamak istersen
Bilmem kaçıncı tövbesinde, içer mi gözyaşlarımı dudakların’
Sözü,
Getirdiği yer de biten karanlıklar silerken
İlk goncasında Eylül’ün
İlk mavi isyanında
İlk beyaza damlayan kanında
Gömleğin tam dördüncü kıtasında kopan
O çılgın kuşların
Çitlembik bakışlı ötüşlerindeki zaman da
Tutunur musun parmak uçlarıma
’ıssızlığımız sızlarken kalabalıklar da ıslıksız’
Herkes susarken
Her şey dururken
Her gün biterken
Ve her doğan güneş bir zaman sonra batarken
Ölümden sonra bilinmeyen için
’Sever misin beni gerçekten’
’hiçbir kuş yalnız değildir
hiçbir kuş yalnız olduğu için ötmez
hiçbir kuş öleceğini bile bile yaşamaktan vazgeçmez’
Yine de öleceğini bilip de,
Tüm kirli
Eli kanlı, kadınlı, yaslı şiirleri saklayıp da
Benim kuşum olur musun mavilerde
Çünkü?
Çün
kü
Sü
Yok işte!
5.0
100% (7)