8
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2099
Okunma
yüreğimin peşinden sürüklendi
titreyen adımlarım
ruhumda yakalanma sanrısı
nefes nefese dolaştım şehri
her cani son kez görmek istermiş
suç mahallini
çaresizliğime eşlik ediyor
dört yanı sarmış gelincikler
alev almış narçiçekleri
dokunsam kanayacak
dokunsam haykıracak
katil diye bağıracak tarla çitleri
sınırdayım
resim defterimden çıkmış
imgelerimle kurulmuş kent
sırtımı yasladığım suskun dağdan
deli bir çay akıyor gönlümün ortasına
kutlu pazar sabahı merasimi telaşında
koştururken garsonlar
çocuk sesleriyle doluyor masalar
yalnızlığımın gölgesi
düşüyor boş sandalyeye
irkiliyor insanlar
deniz kenarına bakan balkonda
aile salonunun ortasında
oturuyorum bir başına
sorgulayan bakışlara yakalanıyor sahipsizliğim
belli ki şüpheliyim
ey sevgili
tanrı misafiriydim
aşkıma sahip çıkmadı yüreğin
sığıntı olmak değildi niyetim
kaldım gecenin ortasında
yol ortasında
ayışığının tam karşısında
ahşap bankın kenarına
yazıyorum son savunmamı
ben göçebeyim...
inanıp sığınmışken aşka
zorunlu göçe mecbur edilen sürgün
sürüldüm gönül yurdundan
ama bil ki;
faili meçhul değil bu aşk
tutanak tutulsun, yazılsın sayfalara
kutlu bir avazım
sesleniyorum yedi cihana
bir garip aşığım
yok kimseye zararım
sahipsiz aşkımın
hem faili, hem katiliyim.
Zeynep Özmen – 01 Haziran 2012
5.0
100% (8)