0
Yorum
7
Beğeni
4,5
Puan
113
Okunma

Ansızın perdeyi aralayan
Geçmiş hatıralar
Sessizce uzaklaştı unutulanlar
Kaldırımlar mı yorgun
Yürek mi?
Annem geliyor aklıma
Yürek demiyor o
Gönlünü yorma diyor
Çocuğum daha
Gönül yorulur mu diyorum
Yel mi kovalar
Akrep mi sokar bilmiyorum
Zamana yetişemiyorum
Geçmiş yanıbaşımda
Güllerden kovulmuş bülbüller
Bilinmez bir daha
Ne vakit öter
Başı önünde
İçine kapanır güller
Ve Leyla
O kara, kuru kız
Perçem perçem siyah saçları yüzünde
Aşıklar tespih çeker gecenin dizinde
Gökyüzünde matem havası
Yağmur yüklü bulutlar
Kim bilir hangi ah’a ağlar
Geçmiş, annemin beşiğinde uyur
Biraz hüzünlü, biraz suskundur
Hayallerini kaybetmiş bir çocuk
İstenmeyen bir konuk gibi
Ömrümün gölgesinde
Bazen uyanır,
Oturur baş köşede
Sustukça ağırlaşır
Ağırlaştıkça susar
Gönlümü almaz
Gönül koymaz
Yine de sus dağında
Bir öfke birikir içimde
Sorgularım suskun gidenleri
Ne taşır heybesinde
Unutarak öldüreceklerini
Hatırlamak için mi
Çeker bunca zahmeti
Benim yükümse
Bir avuç çakıl taşı
Döküldüğün sahilden topladım
Gün doğumundan
Ağırlaştı yol boyu
Hep sustu
Ötelerde gün batıyordu
Anladım kimse gül alıp,
Gül satmıyordu...
Z. ÖZMEN
27Ekim2025
5.0
50% (1)
4.0
50% (1)