13
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2142
Okunma

gökten üç elma düşerdi ya hani
biri masalcının
biri dinleyenlerin
birisi de, yasak elma yiyenlerin!
oysa, elmanın yarısı gurbet
ana kokusuna hasret
işaret parmağından göstermişti hayat
hüzün şişesi içtiğim gecenin soğuk
ayrılığın amansız göğsünden
ki, çok soğuktu gece ve kundağım
masal kokardı saçları çocukluğum
yumuk gözlerim
ve cennet tüterdi hayallerim.
zamansız düşen kozalak gibi
çatlar sol yanımda ki sancı
“sen” zamirli imgelerin
çekim gücünde gizli
havsalamda ki isyanım
“o” zamirli
piç keyfiyetin artığı idi
dünden kalma bayat duygular doğurduğun
ne fark ederdi ki söyle !
ha kuş tüyü yatağım
ya da kapı dibi otağım
bir yanım gurbet/
bir yanım nefret meşalesini yakmışsa içimdeki kefeni
hadi söyle
kim verdi hükmünü alın yazısına teğet geçen fermanın
ben yasak bir elmayım
içi kurtlu dünyanın
diş izi kalmış dudağından
nefretin beşiğinde duvar dibinde sallanırım.
her gece uzaklarda sese kulak kesilir içimde ki arya
ninni çalar uzun menzilli melekler kulağımda
tufana tutulan kanatlarım yoruldukça çırpınırım
bir kulaç mesafe kala düştüğüm uçuruma
ensemde soğuk esen azrail’in hırçın nefesi
biz –siz- ve onlar
kimsiniz?
baylar/ bayanlar!
ve yarım kalan umutlar
saçılır bir bir kısır mevsim gibi uzaklara
toplasan ne çıkar kulpu kırık yarınlardan
kaldı elimde sonu mutlu biten tüm masallar
5.0
100% (17)