2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1176
Okunma

Mişli Geçmiş Zamanlar
Bu sessizliğini tüket ey güruh
Ölümlerin kurtardığı hayatı umutlanma
Bir çok olmanın haklılığı yoktur
Ayağını yordamına göre at
Kendi yüzünle konuş ve kendi gözünle bak
Suç oranı yüksektir fay hattının
Ölümler zulümler daha neler neler
Soğuk ve buz eden kelimeler
Uçurtması yırtılan umut ve
Habire sükut diliyle kahredenler
Aynı gölgeyle bir ömür boyu
Arzı endam ederek soy soylayıp
Futursuzca boy boylayanlar
Dirsekleri olmayan bir yorgunluğu
Gurur ve kibrin günahıyla taşır
Mavi değil bu Çarşambanın derdi
Silgisiz cümlelerle kurulu hayatı
Şevişip duruyorken kan
Ucuz mazeretleri üreten kalbi
Niye aynı mesafede ritim tutar
Ey guruh çıbanını sık yumruğunun
Ölülük mesleğini kırıştırıp at
Gölgesinden ağır olmalı varlık
Yoksa en pahalı ufkun bile
Bir kıymeti harbiyesi olmayacak
Dar bir vaktin arasına sıkışan
Şiirden mülhem şairliği saymazsam
Ben neden yaşadım bu kadar
Neden çekiyorum yaşamak ağrısını
Diye soracağım başlayan güne
Bu gelen ve hep öldürüp duran
Ecelli elçileri almasam diyorum içeri
Kalbimin sarayları ve gönlümün keyfi
Müreffeh bir şarkıyla terennüm edecek
Sonunda hesabı getiren garson olmasa
Meleği çoşkulu bir doğruluğun adamı
Olsun diye yaşadığım tüm zamanlar
Ürpererek,hayretler içinde farkederek
Kendime gelmeyi murad ettimse de
Hep bir günahla uslanıp akıllandırıldım
Mişli geçmiş bir hayatı konuşadursun
Komşuluk kimliği yoksa var olanın
Bir iyilik kimliği de yoktur aslında
Ve iyilik kimliği olmayanın karı
Yaşadığı mişli geçmiş zamanlardır
Dil merhaleli anlamı büyüklenip
Küllenmiş aşkalarını harlayanın
İstiflediği mutluluklardan aladır
Kar tanelerinin fısıltıyla söylediklerini
Kimseyi üşütmeden dinlemek
5.0
100% (7)