8
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1494
Okunma
Öyle masum bir girdap büyütüyor işte ayakların
git oğlu git deyişini hatırlıyorum arkamda
ses ki makasla ayrılmış tohumundan
ses ki omuzlarımda çok eski
/bir zeytin ağacını öpen babam
asıyor gölgesini boynuna/
tarla kuşlarını kim çağırdı soruyorum
-bir aşk ki onlardan alınır haberi-
rüzgâr fısıltıya oturan yarayla meşgul
geziniyor teninde akşamın
sardunyayla görüşüyor birileri
birileri şehir anılarını döküyor nehre
şımarık bir gün ışığı koşturuyor yapraklarda
kulağını çekiyor yağmurun
dağlar tavaf ediyor kasabayı
bir baş dönmesi ki sormayın
saçı açık çatılarda
pamuk tarlasından toplandığını sanırken bulutların
bir çocuk küfürle dalıyor maviye
sen bilmesen de güvercinlerden
soruluyor beyazın istikameti
ama uçmak onların sırtında
sonra akşamı getiren kırık bir radyo ağzında
bir gülüşü bölüşüyoruz aşk gibi
nehirler emeklemeyi seviyor daha çok
bizse suyu okşamayı koşarcasına
işte orada geceye yürüyor gündönümleri
dilimizle karışıyoruz rengine sevişmenin
zenci bir yalnızlık olup nereye baksak
bir çilingir çağırıyoruz aramıza
5.0
100% (10)