6
Yorum
9
Beğeni
4,9
Puan
1590
Okunma

yitik iki ırmağın türküsüydü zaman
susuz / sevgi-siz
kutsal kayaları sarınca yeşil gözlü yosun
tortusu çökelir acıların en derinlerine
oltasında saklı kalmış kuru yeme koşuşur alıklar
misinada düğüm düğüm olmuş bohem
martıların valsı eşliğinde kuduran balıklar
çığırtkan acılara çanak tutar dalga boyu
çarkına dönünce evren kendi bendinde
kırar çürük dişlerini geçmişin
umuda yelken açan
bal durusu ırmakların coşkusu
gül bakışlı özleri öper dudaklar
yırtar asi rüzgârları sevgi
deniz/li rıhtımlara vurunca rüzgârın gelini
yıkıldı matemin eski rengi
gün/eşi(n)m oldu puslu gecelerde üşüyen gözlerin
asi ve mavi…
yitik iki ırmağın türküsüyüz biz
ateşle/ toprak
-yanan ve yakan-
eridik
süzüldük
damıtıp duyguların
kor alevini
içtik “ebet” şerbetini
yürek ikliminden
eğrilip /bükülmeden
çorak ovalara aktık
aktıkça ak/tık
çoğaldık
çoğaldıkça büyüdük
deniz/li kentlerde
birleşti yüreğimiz
ÜMMÜ AŞCI
(üma)
5.0
90% (9)
4.0
10% (1)