3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
3557
Okunma

günaydın Gülüşüm
bugün çok ihtiyacım var sana...
gözyaşının renginde buluşuyor insanlık
aynı haykırış aynı bekleyişle
’kimse var mı’
takvimde sonbahar yürekte gam
ağıtlar pişiyor evlerin ocaklarında
insanlık üşüyor
insanlık aç
van’da ayaz...
doğanın öfkesi ağır
adımının gerisi yok
şimdi nece seslensem sana ’mirin’
değişse gerçeğin
şimdi döndürsek evreni tersine
geri gelir mi yitirdiklerim ?
bir gün ’azra’ olup yapışsak hayatın yakasına
yıktıklarının inadına
bir gün ’yunus’ olup son ana kadar dirensek zamana
sonra ’serhat’ olsak
inansak ve inandırsak umuda ölesiye
bir gün ’hez’ olup dağlarda koşsak van’da
bir gün ’sevgi’ olup dolaşsak istanbul’da
benlik davasıdan çıkıp, ’biz’ olsak yine uçurtmalarda
affeder mi bizi doğa...?
günaydın gülüşüm
bugün çok ihtiyacım var sana
sıcacık sobalar yaksak önce yüreklere
yeni tohumlar serpsek kardeşliğin solduğu yere
yıkılmayan ağaçlar diksek
sevgi apartmanının yerine
sevgi ormanı yeşertsek kocaman
yunuslar, serhatlar koşuşsa içinde özgürce
azra korkmadan ve yalnızca bir defa doğsa
van’da üşüyen çocuklar anaların gözlerinde kanlı yaş
çaresizim Allahım
hava soğuk
takvimde kara bir ekim
sıcacık evimde titriyor ellerim
kardeşlerim üşürken
ısınmaktan haya ediyor sanki bedenim
yapabildiğimce umutlanıp
yapamadıklarımca utanıyorum
kimliksiz, cinsiyetsiz, vatansızım
tek bir Allah tek bir sancak altında
ben bugün sadece insanım...
güneş topluyorum van’a
yüreğimin coğrafyasında
günaydın gülüşüm
bugün çok ihtiyacım var sana...
5.0
100% (3)