Puslu bir sabahın lem"a larından peydah olmuş duygular. Duraksız, es/siz bir hengâme benim sana sunduğum. Üşüdüğüm an, sensizliğin ayazı sarmış sayarım, Toplamaya çalışırım kendimi, Seni bürünür, Sevdanın düğmelerini iliklerim de, iki yakam bir araya gelmez.
Odam kireç, yüzüm soluk, şehrim yıkıma hazır. İstimlak emri çıkmış, bir ben varım bende, bende firari... Soldan rüzgar esmez, salkım salkım hüzün vermiş bağlarım Sille tokat girişince pusudaki sensizlik, Anasından ayrılmış çocuk gibi ağlarım...
Gün doğar, sen doğarsın. Ay hükmeder geceye, sen sultan olursun. Senin varlığın , sana ulaşmak demek değil. Her harfin tecvid ile okunursa mana buluyor. Sekte kadar bir zaman da, nefessiz bekletensin.
Bu adam yorgun. Bu adam kırgın. Bu adam senli hayallerin dönemecinde, Bilirim kolay kolay senden vazgeçmez. Lakin bir giderse buradan, bir daha geri dönmez....
Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Siteye geldiğimde güne düşmüş şiirlerin ardından, uğur böceği almış şiirlere bakıp sonra etkili yoruma düşmüş olanlara dönerim. Bu sayede ilk kez okudum 'Şiir'inizi.
Hayıflandım geç kalmışlığıma. Ve... Hayret nasıl g/özümden kaçmış dupduru, imgelere boğulmadan, bir o kadar da kurgusuz, yalın yazan bu kalem diye...
Daha sonrasında gün içinde yayınlanmış bir çok şiiri okurum. Yorum yaz(a)masam da. Dalınca satırlara, satır-aralarına düşmüş yüreğe ve o yüreğin hissedip/hissetmediklerine kolayına çıkamıyorum. Bu sebeple uzun oluyor yorumlarım...
"Gittin.. Bir okyanusun ortasında, tek küreği kaybolmuş sandalda dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi. bil ki sevmekten vazgeçmedim seni, bil ki seninle birlikte, sevdanı da taşıyacağım yüreğimde, bil ki seni asla unutmayacağım
Belki! Belki de aslında sen hiç bir zaman gelmedin bana. Duymuyorsun! Duy anla, gör yüreğimi. Nasıl da senle çarptığını. Nefes olup c/anda-can olduğunu. Bak çığlıklarım boğuluyor gecenin karanlığında. Deliyor sessizlği sesim. Dinle... Gece sessiz, gece yalnız... Yalnızım. Yorgunum. Yüreğim ruhum yorgun. Hadi sevdiğim hadi sevdam yorma daha da yorgun yüreğimi...
Ey sevgili! Sesim kısılıyor nefes alamıyorum... Bilir misin! gidişin bitişi olacak yüreğimdeki heyecanın, gidişin sönüşü olacak gözlerimdeki ateşin. Beni,yüreğimdeki sevgiyi, gözlerimdeki bitmek bilmeyen umudu yok etme! Gidişin dinderemez bu fırtınayı. Bir fırtınanın uğultusuyla sesleniyorum işte sana; Gitme! Gitme de bana...
Gidersen/Gidersem bir kez bendeki senin benden gitmesinden korkuyorum. Anla... İşte bundan kal gitme de bana. Ne sen bensizlikte, ben ben sensizlikte kalmayalım. Biz bitmeyelim sevgili. Biz bizden gitmeden ahh keşke demeden kal de bana...
Çünkü.. Daha söylenmemiş ne çok sözüm var bir bilsen. Yarım kalınmışlıklarda olmayalım. Hasret çekemeyecek kadar yorgunum. Çünkü gidersem bir kez, kalbimin ortadan ikiye bölündüğünü, nefes alamadığımı hissetsen de, bilsem de dönmemekten korkuyorum.
Hadi kal gitme de bana. Daha vakit varken kal de bana." der gibiydi sevdalı yüreğin çığlığı.
Buruk, hüzünlü bir sevda öyküsünü izler gibiydim. Lakin buruklukla olsa da keyifti okumak. Daim olsun yüreğiniz/kaleminiz 'Şair'. Saygımla....
sera. tarafından 6/7/2011 12:24:10 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hani bazen bazı anlar vardır ne çok söz denmeyi istenilen ama tek söz denilemeyen. Sözün kifayetsiz olduğu dedikleri hani. İşte anların birinde, öyle bir anda-haldeyim şu an inanın.
Naçizane birşeyler karalayıp, yorumlamaya çalışmışım ve karşılığında böylesi güzel, değerli bir paylaşım. Fazlasıyla duygulandım. Onore etmişsiniz.
Huzur... Bazen yağmurla gelen.. Bazen sigaranın dumanında, çayın deminde. Bazen sevgilinin kokusunda bazense dostun gülüşünde olan. Kimi zaman tanımadan ama yıllardır tanık gibi hissedilenin tek sözünde olan..
Heryerde hep bizle belki. Görmeyi bilene elbet! Hem heryerde olan ama hep göremediğimiz bazen de.. Belki de görmeyi bilen yürekte huzur... Kimbilir!
Huzur, kıymeti anlaşıldığında/anlaşılmaya başladığında daha sık adrese uğrayan ve mutluluğu da yanında getiren belki de...
Huzurun; gören yüreğinizde daim olması sizi terketmemesi dileklerimle çok teşekkür ederim 'Şair'.
Ve.. Tarafıma sunulan bu pembeliği, hayat denilen dilerim ömrünüze sunsun hep pembelik getirsin huzur, mutlulukla...
Birkaç yıl evvel, canımın çok sıkkın olduğu bir zamanda, üsküdardayım diye hatırlıyorum ...
Lakin bu sıkkınlığımı anlatamıyorum l. İstanbul'u hiç tanımıyorum ben, Filmlerde gördüğüm boğazı, çıplak gözle görünce hayret'e dalanlardanım anlayacağınız. Gündüz gezdiğim caddeleri akşam haberlerde görünce, yada bir dizi çekimine denk gelince şaşıranlardan biriyim ve canım baya sıkkın.
Hani çevremde üç beş arkadaşım var beni dinleyen, sesime ses veren, varlığını eksiltmeyen- de benim çıkında anlatacak cümle yok anlaşılır dilden. Canım baya sıkkın işte.
Bir hanımefendi sağolsun adını sormadım, hanımefendi derken ben gencim oda genç işte, yüzü bile aklımda değil, tebessüm ederken geçti karşıya garip oldum..
yo yooo öyle etkilenme falan değil, şey gibi hımm arkadaş gibi ama ne bileyim garip işte Ama O sıkkınlığımı gidercek gibi, baş ağrısına etken madde gibi, aç kalmışın burnuna kokan aş kokusu gibi işte. Anladınız İnşallah.
Ne alakaysa kalktım oturduğum banktan, kaldırımın karşısında karşıladım onu, tebessüm ettim, mahcubiyetim yüzüme vurduğundanmı, bana acıdığındanmı, yoksa niyetimde bir kötülük olmadığını anladığından mı bilemem, tebessüm etti.
Şey dedim, size anlatacaklarım var. Sanki yıllardır arkadaşız, sanki beni bekliyor. Tamam dedi, nerede konuşalaım. Ben bankta oturuyordum dedim, beraber oturalım dedi. Evet seni dinliyorum dedi ve başladım anlatmaya, anlattım, anlattım, anlattım. sonra o başladı, dinledim, dinledim,dinledim. bir rahat ettim ki sorma Bana anlattığı benim anlattığıma deva değildi, bana sunduğu bir çıkış olu değildi, anlattığı, anlattığımın biraz açık renklisi, biraz değişik lehçelisiydi. Ama rahatladım, anlaşılmaktı belkide beni bu huzura sevk eden. Sonra telefonu çaldı, bulunduğu yeri söyledi, tamam dedi kapattı. Çok teşekkür ettim kendisine, adını sormadım oda sormadı. Bir erkek geldi benim yaşımda, bak bu erkek arkadaşım falanca dedi bana. Onada buda benim arkadaşım dedi gülerekten. Bende güldüm işte. İzin alarak gitti, huzur bırakarak gitti. Allah ondan raazı olsun. Şimdi birden bire pat diye siz çıkınca , ne yalan söyliyim sevindim işte. Allah razı olsun. mutlu oldum, huzur bıraktınız. Saygımla...
Hani bazen bazı anlar vardır ne çok söz denmeyi istenilen ama tek söz denilemeyen. Sözün kifayetsiz olduğu dedikleri hani. İşte anların birinde, öyle bir anda-haldeyim şu an inanın.
Naçizane birşeyler karalayıp, yorumlamaya çalışmışım ve karşılığında böylesi güzel, değerli bir paylaşım. Fazlasıyla duygulandım. Onore etmişsiniz.
Huzur... Bazen yağmurla gelen.. Bazen sigaranın dumanında, çayın deminde. Bazen sevgilinin kokusunda bazense dostun gülüşünde olan. Kimi zaman tanımadan ama yıllardır tanık gibi hissedilenin tek sözünde olan..
Heryerde hep bizle belki. Görmeyi bilene elbet! Hem heryerde olan ama hep göremediğimiz bazen de.. Belki de görmeyi bilen yürekte huzur... Kimbilir!
Huzur, kıymeti anlaşıldığında/anlaşılmaya başladığında daha sık adrese uğrayan ve mutluluğu da yanında getiren belki de...
Huzurun; gören yüreğinizde daim olması sizi terketmemesi dileklerimle çok teşekkür ederim 'Şair'.
Ve.. Tarafıma sunulan bu pembeliği, hayat denilen dilerim ömrünüze sunsun hep pembelik getirsin huzur, mutlulukla...
Birkaç yıl evvel, canımın çok sıkkın olduğu bir zamanda, üsküdardayım diye hatırlıyorum ...
Lakin bu sıkkınlığımı anlatamıyorum l. İstanbul'u hiç tanımıyorum ben, Filmlerde gördüğüm boğazı, çıplak gözle görünce hayret'e dalanlardanım anlayacağınız. Gündüz gezdiğim caddeleri akşam haberlerde görünce, yada bir dizi çekimine denk gelince şaşıranlardan biriyim ve canım baya sıkkın.
Hani çevremde üç beş arkadaşım var beni dinleyen, sesime ses veren, varlığını eksiltmeyen- de benim çıkında anlatacak cümle yok anlaşılır dilden. Canım baya sıkkın işte.
Bir hanımefendi sağolsun adını sormadım, hanımefendi derken ben gencim oda genç işte, yüzü bile aklımda değil, tebessüm ederken geçti karşıya garip oldum..
yo yooo öyle etkilenme falan değil, şey gibi hımm arkadaş gibi ama ne bileyim garip işte Ama O sıkkınlığımı gidercek gibi, baş ağrısına etken madde gibi, aç kalmışın burnuna kokan aş kokusu gibi işte. Anladınız İnşallah.
Ne alakaysa kalktım oturduğum banktan, kaldırımın karşısında karşıladım onu, tebessüm ettim, mahcubiyetim yüzüme vurduğundanmı, bana acıdığındanmı, yoksa niyetimde bir kötülük olmadığını anladığından mı bilemem, tebessüm etti.
Şey dedim, size anlatacaklarım var. Sanki yıllardır arkadaşız, sanki beni bekliyor. Tamam dedi, nerede konuşalaım. Ben bankta oturuyordum dedim, beraber oturalım dedi. Evet seni dinliyorum dedi ve başladım anlatmaya, anlattım, anlattım, anlattım. sonra o başladı, dinledim, dinledim,dinledim. bir rahat ettim ki sorma Bana anlattığı benim anlattığıma deva değildi, bana sunduğu bir çıkış olu değildi, anlattığı, anlattığımın biraz açık renklisi, biraz değişik lehçelisiydi. Ama rahatladım, anlaşılmaktı belkide beni bu huzura sevk eden. Sonra telefonu çaldı, bulunduğu yeri söyledi, tamam dedi kapattı. Çok teşekkür ettim kendisine, adını sormadım oda sormadı. Bir erkek geldi benim yaşımda, bak bu erkek arkadaşım falanca dedi bana. Onada buda benim arkadaşım dedi gülerekten. Bende güldüm işte. İzin alarak gitti, huzur bırakarak gitti. Allah ondan raazı olsun. Şimdi birden bire pat diye siz çıkınca , ne yalan söyliyim sevindim işte. Allah razı olsun. mutlu oldum, huzur bıraktınız. Saygımla...
Birkaç yıl evvel, canımın çok sıkkın olduğu bir zamanda, üsküdardayım diye hatırlıyorum ...
Lakin bu sıkkınlığımı anlatamıyorum l. İstanbul'u hiç tanımıyorum ben, Filmlerde gördüğüm boğazı, çıplak gözle görünce hayret'e dalanlardanım anlayacağınız. Gündüz gezdiğim caddeleri akşam haberlerde görünce, yada bir dizi çekimine denk gelince şaşıranlardan biriyim ve canım baya sıkkın.
Hani çevremde üç beş arkadaşım var beni dinleyen, sesime ses veren, varlığını eksiltmeyen- de benim çıkında anlatacak cümle yok anlaşılır dilden. Canım baya sıkkın işte.
Bir hanımefendi sağolsun adını sormadım, hanımefendi derken ben gencim oda genç işte, yüzü bile aklımda değil, tebessüm ederken geçti karşıya garip oldum..
yo yooo öyle etkilenme falan değil, şey gibi hımm arkadaş gibi ama ne bileyim garip işte Ama O sıkkınlığımı gidercek gibi, baş ağrısına etken madde gibi, aç kalmışın burnuna kokan aş kokusu gibi işte. Anladınız İnşallah.
Ne alakaysa kalktım oturduğum banktan, kaldırımın karşısında karşıladım onu, tebessüm ettim, mahcubiyetim yüzüme vurduğundanmı, bana acıdığındanmı, yoksa niyetimde bir kötülük olmadığını anladığından mı bilemem, tebessüm etti.
Şey dedim, size anlatacaklarım var. Sanki yıllardır arkadaşız, sanki beni bekliyor. Tamam dedi, nerede konuşalaım. Ben bankta oturuyordum dedim, beraber oturalım dedi. Evet seni dinliyorum dedi ve başladım anlatmaya, anlattım, anlattım, anlattım. sonra o başladı, dinledim, dinledim,dinledim. bir rahat ettim ki sorma Bana anlattığı benim anlattığıma deva değildi, bana sunduğu bir çıkış olu değildi, anlattığı, anlattığımın biraz açık renklisi, biraz değişik lehçelisiydi. Ama rahatladım, anlaşılmaktı belkide beni bu huzura sevk eden. Sonra telefonu çaldı, bulunduğu yeri söyledi, tamam dedi kapattı. Çok teşekkür ettim kendisine, adını sormadım oda sormadı. Bir erkek geldi benim yaşımda, bak bu erkek arkadaşım falanca dedi bana. Onada buda benim arkadaşım dedi gülerekten. Bende güldüm işte. İzin alarak gitti, huzur bırakarak gitti. Allah ondan raazı olsun. Şimdi birden bire pat diye siz çıkınca , ne yalan söyliyim sevindim işte. Allah razı olsun. mutlu oldum, huzur bıraktınız. Saygımla...
Birkaç yıl evvel, canımın çok sıkkın olduğu bir zamanda, üsküdardayım diye hatırlıyorum ...
Lakin bu sıkkınlığımı anlatamıyorum l. İstanbul'u hiç tanımıyorum ben, Filmlerde gördüğüm boğazı, çıplak gözle görünce hayret'e dalanlardanım anlayacağınız. Gündüz gezdiğim caddeleri akşam haberlerde görünce, yada bir dizi çekimine denk gelince şaşıranlardan biriyim ve canım baya sıkkın.
Hani çevremde üç beş arkadaşım var beni dinleyen, sesime ses veren, varlığını eksiltmeyen- de benim çıkında anlatacak cümle yok anlaşılır dilden. Canım baya sıkkın işte.
Bir hanımefendi sağolsun adını sormadım, hanımefendi derken ben gencim oda genç işte, yüzü bile aklımda değil, tebessüm ederken geçti karşıya garip oldum..
yo yooo öyle etkilenme falan değil, şey gibi hımm arkadaş gibi ama ne bileyim garip işte Ama O sıkkınlığımı gidercek gibi, baş ağrısına etken madde gibi, aç kalmışın burnuna kokan aş kokusu gibi işte. Anladınız İnşallah.
Ne alakaysa kalktım oturduğum banktan, kaldırımın karşısında karşıladım onu, tebessüm ettim, mahcubiyetim yüzüme vurduğundanmı, bana acıdığındanmı, yoksa niyetimde bir kötülük olmadığını anladığından mı bilemem, tebessüm etti.
Şey dedim, size anlatacaklarım var. Sanki yıllardır arkadaşız, sanki beni bekliyor. Tamam dedi, nerede konuşalaım. Ben bankta oturuyordum dedim, beraber oturalım dedi. Evet seni dinliyorum dedi ve başladım anlatmaya, anlattım, anlattım, anlattım. sonra o başladı, dinledim, dinledim,dinledim. bir rahat ettim ki sorma Bana anlattığı benim anlattığıma deva değildi, bana sunduğu bir çıkış olu değildi, anlattığı, anlattığımın biraz açık renklisi, biraz değişik lehçelisiydi. Ama rahatladım, anlaşılmaktı belkide beni bu huzura sevk eden. Sonra telefonu çaldı, bulunduğu yeri söyledi, tamam dedi kapattı. Çok teşekkür ettim kendisine, adını sormadım oda sormadı. Bir erkek geldi benim yaşımda, bak bu erkek arkadaşım falanca dedi bana. Onada buda benim arkadaşım dedi gülerekten. Bende güldüm işte. İzin alarak gitti, huzur bırakarak gitti. Allah ondan raazı olsun. Şimdi birden bire pat diye siz çıkınca , ne yalan söyliyim sevindim işte. Allah razı olsun. mutlu oldum, huzur bıraktınız. Saygımla...
Hayırlısı olsun, binlerce delikanlıya kendini abi gibi sevdiren Abim. Tabi bu binlerce delikanlıyı sein yazılarından tanıyor kardeşin. Pes, direncin bittiği yerde başlar. Pes ile bir başlangıç da başlamış oluyor demekki buda şimdi aklımda açılan yeni bir pencere. Ama bir abi sıvazladı sırtımı çok iyi geldi yüzün. Hoş geldin Ellerinde öperim saygımla.
Hayırlısı olsun, binlerce delikanlıya kendini abi gibi sevdiren Abim. Tabi bu binlerce delikanlıyı sein yazılarından tanıyor kardeşin. Pes, direncin bittiği yerde başlar. Pes ile bir başlangıç da başlamış oluyor demekki buda şimdi aklımda açılan yeni bir pencere. Ama bir abi sıvazladı sırtımı çok iyi geldi yüzün. Hoş geldin Ellerinde öperim saygımla.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.